“Feyz Alamadım” Diye Başka Tarîkata Geçmek Doğru mu?

Tasavvuf

Müteşerrî bir tarîkata girip: “Feyz alamadım” diye başka tarîkata geçmek doğru mu? Feyz alamamak kendimizle mi, yoksa tarîkatla mı alâkalı? Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz cevaplıyor...

Mürşid hekim gibi olduğundan önce onun verdiği reçete iyice uygulanmalıdır. Reçete uygulandığı hâlde hastalık tedâvi edilmeyince nasıl bir başka doktora başvurmak gâyet tabiî ise, mânevî reçetesi uygulandığı hâlde sonuç alınamayan bir tabîb-i mürşidi bırakıp diğerine geçmek de câizdir. Ancak ayran gönüllü davranıp bir ona, bir buna koşmak ve hele hele tavsiyelerini tutmadan “feyz alamadım, istifâde edemedim” demek ve şeyh değiştirmeğe kalkışmak uygun olmaz. Bu tür sözler insanın kendi kendini kandırması olur.

Mürşid mürîd ilişkisi, doktor hasta ilişkisine benzer. Hastanın tedâvisinde doktora olan güven ve teslîmiyeti nasıl önemliyse, mürîdin de mürşidine karşı pozitif duygularla dolu olması gerekir. Bu pozitif duygular iletişimi kolaylaştırır.

Kaynak: Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, 300 Soruda Tasavvufi Hayat, Erkam Yayınları