Filistinliler, İsrail Ordusunun Nur Eş-Şems Kampı'nda Yıktığı Evleri Çaresizlik İçinde İzliyor

Filistinliler, 1,5 aydan uzun bir süredir işgal altında tutulan Batı Şeria'nın kuzeyindeki mülteci kamplarında yer alan evlerinin İsrail ordusu tarafından yıkımını çaresizlik içinde seyrediyor.

İsrail ordusunun işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas, Tulkerim ve Cenin kentleri ile buradaki mülteci kamplarına yönelik kuşatması 1,5 aydan bu yana devam ediyor.

İsrail ordusu, Tulkerim ve Cenin kentlerindeki mülteci kamplarındaki Filistinlileri zorla evlerinden çıkartarak, bu yerleşim alanlarını hayalet kasabaya çevirdi.

Uluslararası hak örgütlerinin açıkladığı rakamlara göre, İsrail saldırıları karşısında Batı Şeria'nın kuzeyinde 40 binden fazla Filistinli yerinden edildi. Bölgedeki mülteci kamplarında eğitim durdu, bölgedeki elektrik, su şebekeleri, altyapı kalıcı biçimde hasar gördü.

İsrail ordusunun bir aydan uzun süredir kuşatma altında tuttuğu Tulkerim kentine bağlı Nur eş-Şems Mülteci Kampı'ndaki yıkım açıkça görülüyor.

Nur eş-Şems, İsrail'e ait iş makinelerinin çevresindeki asfalt yollarda açtığı tahrip nedeniyle kum tepeleriyle çevrelenmiş gibi bir görüntü veriyor.

İSRAİL ORDUSU 17 BİNA HAKKINDA YIKIM KARARI AÇIKLADI

Kamptaki yıkımı her geçen gün ilerleten İsrail ordusu, bölgedeki saldırıları kapsamında "yeni bir yol açacağı" bahanesiyle 17 binanın daha yıkılacağını duyurdu. İsrail ordusuna ait askeri iş makineleri ve buldozerler, Nur eş-Şems Kampı'nın el-Menşi Mahallesi'nde binaların yıkımına bu sabah saatlerinde başladı.

Nur eş-Şems'ten saldırılar karşısında sürülen Filistinliler, kampı karşıdan gören bir tepede İsrail ordusunun bölgedeki binaların yıkımını çaresizlik içinde izliyor.

Filistinliler, İsrail'in mülteci kamplarındaki Filistinleri topraklarından sürmek istediklerini, yıkılanların sadece "ev, bina ve beton değil, aileleri, sevdikleriyle yaşadıkları hatıraların olduğunu" anlattı.

Filistinli Nur eş-Şems sakini Rabi Halife, kampın karşısındaki bir tepeden bölgedeki yıkımı izlerken, "Ailemizin evine ilişkin yıkım tehdidi yoktu ama buldozerler, evi, eşyaları ve içindeki hatıraları yıktı." dedi.

Ailenin yaşadığı binanın 3 katlı olduğunu ve içinde üç kuşak dört ailenin yaşadığını söyleyen Halife, "Bu bizim aile evimiz, burada doğdum, büyüdüm, evlendim, çocuklarım burada doğdu. Benim için çok kıymetli. Bu ev sadece beton, demir, sütun değil, hatıralarım, hayatım." ifadesini kullandı.

Filistinli Halife, "Birinin evinin gözünün önünde yıkıldığını çaresizce izlemesi zor bir durum. Acı büyük ama elhamdülillah diyoruz. Sağlığımız yerinde olduğu müddetçe, yıkımın üstesinden geliriz, inşallah eskisinden daha iyisini inşa ederiz." diye konuştu.

Nur eş-Şems Mülteci Kampı sakini Filistinli İman Ebu Dağiş, İsrail ordusunun saldırılarıyla Filistinlileri buradan sürme amacı taşıdığını vurgulayarak, ordunun kampta, ev, bina, dükkan, mülk "zarar vermedikleri yer kalmadığını" anlattı.

İsrail ordusunun son iki yıldır Nur eş-Şems Mülteci Kampı'na sürekli baskın düzenlediğini paylaşan Ebu Dağiş, "Dünyada bizi umursayan yok, hiç kimse burada yaşananları, yıkımı önemsemiyor, sessizce izliyor." dedi.

"HERKES ÜZÜNTÜ İÇİNDE İZLİYOR"

Nur eş-Şems Kampından zorunlu göçle ayrılan Muhammed Ebu Hamda da "Herkes sabahtan itibaren buraya gelip kamptaki yıkımı üzüntü içinde izliyor. Evi yıkılmayan kamptaki yıkıma hüzünleniyor." ifadesini kullandı.

Ebu Hamda, İsrail ordusunun 17 binayı yıkacağını açıkladığını ancak bitişik nizam içinde inşa edilmiş kampta bunun onlarca daireye belirterek saldırılar bitse de bu insanların evsiz kalacağını ekledi.

Nur eş-Şems sakini Fethi Cemal de, yaşananları "bir trajedi" diye tanımlayarak, "Kampta kimse kalmadı, tüm herkes yerinden edildi. Onlarca evin yıkıldığına tanık oluyoruz, burada belki 60 daire yıkılıyor. Elimizden de bir şey gelmiyor." ifadesini kullandı.

İSRAİL'İN BATI ŞERİA'NIN KUZEYİNE YÖNELİK SALDIRILARI

Gazze'de varılan ateşkesin 19 Ocak Pazar günü yürürlüğe girmesinin ardından İsrail ordusu, 21 Ocak Salı günü işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alan Cenin kentine "Demir Duvar" adını verdiği bir saldırı başlattı.

İsrail ordusu, Batı Şeria'da giderek şiddetini artırdığı saldırılarında 23 Şubat'ta Cenin kentine tankları sevk etti. İsrail ordusu en son İkinci İntifada sırasında İsrail ordusunun Batı Şeria'da şiddetinin zirveye çıktığı dönemde tanklara, hava saldırılarına ve Filistinli mülteci kamplarında bu şiddette yıkıma başvurmuştu.

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nde ateşkesin devreye girmesinin ardından başlattığı "Demir Duvar" isimli saldırılarda, şu ana kadar aralarında kadın, çocuk, yaşlıların da yer aldığı 70'ten fazla Filistinli can verdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.