Filistinliler, Meşru Beyt Lahiya'da Yaşam Mücadelesi Veriyor

İsrail'in, 2 haftayı aşkın, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya Mülteci Kampı ile civar bölgelerde sürdürdüğü soykırımdan kaçarak Meşru Beyt Lahiya bölgesine sığınan binlerce Filistinli, trajik koşullarda hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor.

Daha önce İsrail saldırıları nedeniyle büyük bir yıkıma maruz kalan Meşru Beyt Lahiya bölgesine sığınan Filistinliler, en temel insani ihtiyaçlarından mahrum bir şekilde sokaklarda ve kaldırımlar üzerinde neredeyse üst üste yaşıyor.

Görgü tanıklarına göre İsrail bu bölgeyi yoğun bir şekilde ateş altında tutarak halkı güneye doğru tehcir etmek istiyor.

Meşru Beyt Lahiya'da son olarak 19 Ekim gece yarısına doğru korkunç bir katliam yaşandı. En son güncellemeye göre bu saldırıda 87 kişi hayatını kaybetti, 40 kişi de yaralandı.

İsrail'in bölgede internet ve iletişim hizmetlerini kesmiş olması da yerinden edilenlerin hangi şartlarda yaşadıklarının kayıt altına alınmasını ya da bölgedeki halkla iletiime geçilmesini zorlaştırıyor.

Gazze'nin kuzeyindeki Sivil Savunma Müdürü Ahmed el-Kahlut, İsrail ordusunun Cibaliya'ya uyguladığı ablukanın halkı Meşru Beyt Lahiya'ya göçe zorladığını ancak ailelerin kalacak yer bulamadığı için yıkılmak üzere olan evlere sığındığını, bölgeye yönelik saldırılar nedeniyle bu evlerin her an yıkılabileceğini kaydetti.

Kahlut, uygulanan sıkı abluka nedeniyle de insanların hayatları konusunda ciddi endişe içinde olduklarını ifade etti.

FELAKET BÖLGESİ

Cibaliya'dan Meşru Beyt Lahiya'ya sığınanlardan Cihad el-Firi, insanların trajik koşullarda, abluka altında ve aşırı kalabalık bir ortamda üst üste yaşadığını dile getirdi.

"Çocuk, kadın binlerce kişi son birkaç gündür geceleri sokaklarda geçirdi. Ne kendilerini soğuktan koruyacak bir imkan ne de yiyecek ve içecekleri vardı." diyen Firi, Meşru Beyt Lahiya'nın, yaşam için gerekli ihtiyaçlara erişimin ve su kuyularının olmadığı bir felaket bölgesi olduğunu söyledi.

İsrail ordusunun, ablukayı daha da sıkılaştırması ve başka katliamlar işlemesinden korktuklarını kaydeden Firi, "Keşif uçakları, yoğun bir şekilde alçak irtifa uçuşları yapıyor. İnsansız hava araçları (İHA), barınma merkezleri ile halkın toplu olarak bulunduğu yerlere ateş açıyor." dedi.

BÖLGEDE KALMAYA KARARLILAR

Bölge sakinlerinden Subhi el-Mukayyed, tehlikenin yaklaştığını hissettiklerini ancak İsrail'in saldırıları nedeniyle güvenli bölgelere doğru hareket edemediklerini anlattı.

İletişim hizmetlerinin kesilmiş olmasının da krizi ve endişelerini artırdığını, yaşadıklarını dünyaya duyuramadıklarını söyleyen Mukayyed, İsrail'in Gazze'nin kuzeyinde soylarını(kırmaya) kararlı olduğu Filistinlilerin kurtarılması için dünyadaki etkin aktörlere harekete geçme çağrısı yaptı.

Mukayyed, "Meşru Beyt Lahiya'ya sığınanlar olarak yiyecek ve suyun olmadığı bu yerde son nefesimize kadar direnmeye karar verdik. Cesetlerimiz çiğnenmeden bu toprakları işgalciye vermeyiz." diyerek topraklarını terk etmeme kararlılığını ifade etti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.