Fîrûz ed-deylemî Kimdir?

İslam’a büyük hizmetlerde bulunan sahabilerden Fîrûz ed-Deylemî’nin (r.a.) hayatı...

Fîrûz ed-Deylemî (r.a.), Efendimiz tarafından San’a vâlisi olarak seçilmiş bir bahtiyar. Peygamberlik iddiasında bulunan Esved el-Ansî’yi öldüren kahraman bir sahâbî. O, aslen İranlı’dır. Kaynaklarda Necâşî’nin kız kardeşinin oğlu olduğu da söylenir.

O, Kisrâ Enûşirevân’ın Habeşliler’i Yemen’den çıkarması için gönderdiği ordu ile Yemen’e gitti. Orada yerleşti. Ebû Abdullah, Ebû Abdurrahman künyeleriyle tanındı. Himyer’e yerleştiği için Himyerî nisbesiyle de anıldı. Onun İslâm’la buluşması şöyle oldu:

Fîrûz ed-Deylemî, San’a’da bulunuyordu. Son peygamberin Hicaz ülkesinde çıktığına dair haberler kendilerine ulaşmıştı. Vebr bin Yuhannis’in teklîfiyle Müslüman oldu. Hicrî 10 , milâdî 631 yılında Yemen’den Medine’ye gelen heyetin içinde yer aldı. Onlarla birlikte Efendimiz’e biat etti.

İSLAM’I ÖĞRENME VE YAŞAMA AZMİ

Fîrûz ed-Deylemî radıyallahu anh, Allah ve Resûlüne tam teslim olmuş bir yiğitti. Medine’de kalarak Allah ve Resûlü sevgisi ile gönlünü doldurdu. Onun samimiyeti, İslâm’ı öğrenme ve yaşama azmi davranışlarına yansıdı. İki Cihan Güneşi Efendimizle yaptığı şu sohbet onun ihlasını göstermekteydi.

O henüz yeni müslüman olmuştu. İki Cihan Güneşi Efendimiz’in huzurundan ayrılmadan kendi hayatındaki yanlışlıkları düzeltmeyi arzu etti. Bunun için gönlünü tırmalayan ve zihnini meşgul eden bir takım şeyleri Sevgili Peygamberimiz’e sorarak öğrenmek istedi. Kendi hayatı ile ilgili birkaç soru sordu. Karşılıklı soru cevap şeklinde geçen bu sohbet şöyle nakledilir:

“- Yâ Resûlallah! Bildiğin gibi biz uzaklardan çıkıp geldik. Burada Müslüman olduk. Bize kim yardım edecek?” dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“- Allah ve Resûlü!..” buyurdu.

Bu cevap üzerine Fîrûz radıyallahu anh kalbindeki ihlasın bir ifadesi olarak:

“- Allah ve Resûlü bize yeter. Biz râzıyız!” dedi. (Ahmed, Müsned IV, 232)

Zihnine takılan ikinci soruyu sordu.

“- Yâ Resûlallah! Benim nikâhım altında iki kızkardeş var. Ne yapacağım?” dedi.

Resûl-i Ekrem Efendimiz de:

“- Onlardan hangisini istersen tercîh et, onu tut! Hangisini istersen boşa!” buyurdu. (Tirmizi, 1129)

İÇKİNİN YASAKLANMASI

 Fîrûz (r.a.) tekrar:

“- Yâ Resûlallah! Biz, üzüm bahçelerine sahib kimseleriz. Allah Teâlâ ise içkiyi harâm kılmıştır. Bu üzümleri ne yapacağız?” dedi.

Efendimiz:

“- Kurutup, kuru üzüm yapınız!” buyurdu.

Fîrûz (r.a.) peşinden:

“- Ya Resûlallah! Biz bunu nasıl kullanalım?” diye sordu.

Efendimiz de:

“- Kırba içinde sabah ıslatıp hoşaf yapıp içiniz, akşamleyin ıslatıp, sabahleyin içiniz!” buyurdu.

Yine Fîrûz (r.a.):

“-Ya Resûlallah! Kırba içerisinde biraz bekletelim mi?” dedi.

Bunun üzerine Efendimiz:

“- Şüphesiz o, biraz gecikirse sirke olur” buyurdu. (Nesâî, 5735)

Fîrûz ed-Deylemî (r.a.) bir defasında da Peygamberimize şöyle sordu:

“- Yâ Resûlallah! Biz, soğuk bir memlekette yaşıyoruz. Bu yüzden buğdaydan yapılmış içki içiyoruz” dedi.

İki Cihan Güneşi Efendimiz ona:

“- O sarhoş ediyor mu?” diye sordu.

Fîrûz ed-Deylemî de:

“- Evet, sarhoş ediyor” dedi.

Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz:

“- Onu içmeyiniz!” buyurdu.

Fîruz döndü ve tekrar sordu. Efendimiz de tekrar: “Onu içmeyiniz!” buyurdu. (İbn Sa’d, V, 532-533)

İslâmiyet’i kabul etmeden önce iki kız kardeş ile evli olan Fîrûz ed-Deylemî, Sevgili Peygamberimiz’in emri üzerine derhal eşlerinden birini boşadı. (Ebû Dâvûd, “Talak 25; Tirmizî, Nikâh 34)

O Müslüman olduğu sene, Resûlullah Vedâ haccını yaptı ve hastalandı. O sırada bazı kimseler Peygamberlik dâvâsına kalkıştı. Bunlardan birisi Benî Ans kabîlesinden Esved-i Ansî idi. O, kâhin, hafif meşrep bir adamdı. Halka, onları hayrete düşürecek şeyler gösterir, sözleriyle, dinleyenlerin dikkatini çekerdi.

YALANCI PEYGAMBER ESVED-İ ANSÎ'NİN KATLİ

Esved-i Ansî, meleklerin kendisine vahiy getirdiğini söyleyerek, Peygamberlik iddiasında bulunmaya başladı. Birtakım hîlelerle, Yemen halkından birçok kimseyi aldattı. Necrân ahâlisi de ona tâbi oldu. San’a’yı zaptedip, fitne çemberini genişletti. Yemen’de bulunan Müslüman vâli ve memurlar oradan ayrılmak zorunda kaldılar.

Bu durum Sevgili Peygamberimize ulaştı. Efendimiz derhal Yemen’deki İslâm vâlilerine ve oradaki Müslümanlara haber gönderdi. İster onunla çarpışma, ister tuzağa düşürme şeklinde olsun, mutlaka Esved-i Ansî’nin halledilmesi hususunda önemle durulması gerektiğini emir ve tavsiye buyurdular. Hatta Efendimiz bu mesele için Müslüman olmayanlarla da irtibat kurdu. Esved-i Ansî’nin öldürülmesi için karısı Âzad ile de görüşüldü.

Fîrûz ed-Deylemî (r.a.) o sırada Yemen’de bulunuyordu. İki arkadaşı ile beraber, Esved’in yattığı eve girdiler. Yattığı odaya yaklaşınca horladığını duydu. Esved derin bir uykuya dalmış ve yatağına gömülmüş bir vaziyette idi. Fîrûz bu işten haberi olan hanımı Âzad’a işâret ederek başının nerede olduğunu sordu. Âzad da, Esved’in başını gösterdi. Fîrûz, Esved’in başucuna dikildi. Esved, sarhoş olarak uykuya dalmış ve sarhoşluğu daha geçmemişti. Onu bir hamlede öldürdü. Ertesi gün Fîrûz ve arkadaşları kabîlelerini toplayarak Esved’in öldürüldüğünü ve Muhammed’in (a.s.) hak Peygamber olduğunu ilân ettiler.

O gece yalancı Esved-i Ansî’nin öldürüldüğü, Peygamber Efendimize vahiyle bildirilmişti. Ertesi gün Efendimiz bu hâdiseyi ashâbına şöyle müjdeledi:

“- Dün gece, Peygamberlik iddiasında bulunan yalancı Esved-i Ansî, kardeşlerimizden biri tarafından öldürüldü” buyurdu.

Ashâb-ı Kirâm merakla sordular: “Yâ Resûlullah! onu öldüren kim” dediler.

Bunun üzerine Efendimiz:

“- Onu sâlih bir kişi olan Fîrûz ed-Deylemî öldürdü” buyurdu.

Korkusuz kahraman Fîrûz ed-Deylemî (r.a.) bu şekilde Resûl-i Ekrem Efendimiz’in iltifatına mazhar oldu. Hatta o muhabbet eri kahraman sahabisini vâli olarak tayin etti. O bölgede hizmet etmesini istedi. Hazreti Ebûbekir (r.a.) zamanında da bu görevine devam etti. (İbn Sa’d, V, 532-533)

İSLAM’I YAŞAMAK VE YAŞATMAK

Fîrûz ed-Deylemî’nin (r.a.) dört hadis rivayet ettiği bilinmektedir. Kendisinden oğulları Dahhâk, Abdullah, Saîd ve başkaları rivayette bulunmuştur. Rivayetleri Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce ve Dârimî’nin sünenleriyle Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yer almaktadır.

Onun bir rivayeti şöyledir:

Fîrûz ed-Deylemî (r.a.) babasından rivayet ettiğine göre Resûlullah şöyle buyurmuştur:

“-Halatın lif lif çözülüp yok olduğu gibi İslâm da, bağ bağ, kısım kısım (Allah’ın emir ve yasakları yaşanmayıp) terkedilerek yok olacaktır.” (Ahmed, Müsned, IV, 232)

Fîrûz ed-Deylemî’nin nerede vefat ettiğine dair değişik bilgiler verilmektedir. Onun Muâviye döneminde de San‘a valiliği yaptığı kaydedilmektedir. Bir müddet Mısır’da kaldığı sonra 53 (673) yılında Kudüs’te veya Yemen’de vefat ettiği nakledilmektedir. Hatta onun Hazreti Osman radıyallahu anh döneminde (644-656) öldüğü de rivayetler arasında geçmektedir. (İsabe, V, 290-291)

Kaynak: Mustafa Eriş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 358

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.