Fuhşun Zararları Nelerdir?

İslam’da ve diğer dinlerde zinanın hükmü nedir? Cinselliği yanlış kullanmanın ve fuhşun zararları nelerdir? Zina hakkında ayet ve hadis-i şerifler.

Zina, öteden beri insan aklının, ahlâk ve hukuk nizamlarının ve bütün semâvî dinlerin tamamen yanlış ve çirkin gördüğü bir davranıştır. Zina nesebin karışmasına, âilenin dağılmasına, hısımlık, komşuluk, arkadaşlık gibi bağların çözülüp toplumdaki mânevî ve ahlâkî değerlerin kökten sarsılmasına sebep olur. İnsanı bedenî zevklerin esiri yaparak haysiyet ve şerefini ayaklar altına alır.

FUHŞUN ZARARLARI NELERDİR?

Fuhuş, kadın ticaretinin yaygınlaşmasına, kadının bir geçim kaynağı olarak kullanılmasına ve kadın simsarlarının ortaya çıkmasına yol açar. Kadınlık ve annelik şeref ve haysiyetini târumâr eder.

Diğer taraftan zinanın sıhhat için de pek çok zararları mevcuttur. Zina bataklığına düşen insanlarda frengi, bel soğukluğu gibi sirayet edici pek çok hastalık müşâhede edilmektedir. Günümüzde tıbbın çare bulamadığı ölümcül hastalık AIDS, büyük ölçüde zina yoluyla bulaşmaktadır.

Kullarını çok seven Cenâb-ı Hak, onların böylesi bir çirkinliğe düşmesini asla istemez. Bu sebeple, zina yapmak bir tarafa, yanına yaklaşmayı bile yasaklamıştır. Âyet-i kerimelerde şöyle buyrulur:

“Fuhşiyâtın (kötülük ve edepsizliğin) açığına da gizlisine de yaklaşmayın!” (En’âm, 151)

“Zinaya yaklaşmayın, zira o çok çirkin bir hayâsızlık ve çok kötü bir yoldur.” (İsrâ, 32)

Yani zinaya zemin hazırlayan hiçbir yola ve vesîleye yaklaşmamak gerekir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, lüzumsuz bakışların kalp için ne derece zararlı olduğunu şöyle ifade buyurur:

“Harama bakış, iblisin zehirli oklarından bir oktur. Her kim Allah korkusu sebebiyle bunu terk ederse Allah ona kalbinde halâvetini hissedeceği bir iman bahşeder.” (Hâkim, IV, 349/7875; Heysemî, VIII, 63)

Bu sebeple İslâm; öncelikle erkek ve kadınların dinin tarif ettiği şekilde örtünmeleri, birbirlerini tahrik edecek davranışlardan kaçınmaları, yabancı erkekle kadının baş başa kalmaması, toplumda açıklık ve müstehcenliğin önlenmesi gibi birinci kademede yer alan tedbirler alır. İnsanları tahrik edecek türden söz, bakış ve yakın ilişkileri, zinaya hazırlayıcı hareketler olarak kınaması da bu yüzdendir. İslâm bunlarla da kalmayıp, âile ve topluma çocukları terbiye etme, evlilik yaşını zaruret olmadıkça geciktirmeme, evlenmeyi kolaylaştırma, toplumda dînî ve ahlâkî değerleri diri tutma vazifesi verir.

Bunlardan anlaşıldığına göre, İslâm’ın gayesi suçluları cezalandırmak değil, toplumda suç vasatının oluşmasına mânî olarak insanların emniyet ve huzur içinde yaşamasını sağlamaktır. Nitekim İslâm tarihi boyunca zina cezası çok nâdir görülmüştür.

Diğer taraftan Cenâb-ı Hak, günahkârlara bazı dünyevî belâlar vermek sûretiyle onları îkâz edip daha büyük zararlardan ve ebedî azaptan muhafaza etmek ister. Zina edenlere de bazı musibetler gönderir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- bunu şöyle haber verir:

“Bir milletin içinde zina ve fuhuş ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlemeye başladığında, mutlaka içlerinde vebâ hastalığı ve kendilerinden önce gelip-geçmiş milletlerde görülmemiş başka hastalıklar yayılır.” (İbn-i Mâce, Fiten, 22; Hâkim, IV, 582/8623; Beyhakî, Şuab, V, 22)

Dünyada bu kadar zararı olan zina, âhirette de kişiyi rezil-rüsvay eder ve dehşet verici bir azaba sürükler. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurur:

“Bu gece rüyâmda iki kişi (Cebrâîl ile Mîkâîl) gelerek beni kaldırdılar ve «Haydi gidiyoruz» dediler. Ben de onlarla beraber gittim… Fırın gibi bir yapıya vardık. Orada ne söylenildiği anlaşılamayan çığlıklar, feryatlar birbirine karışıyordu. İçerde bir sürü çıplak erkek ve kadın bulunduğunu anladık. Altlarından alevler yükseldikçe, çığlık atıyor, feryat koparıyorlardı. Meleklere bunların kim olduğunu sordum:

«–Zina eden erkek ve kadınlar» dediler.” (Buhârî, Ta’bîr, 48; Cenâiz, 93; Tirmizî, Rü’yâ, 10/2295)

Livata, lezbiyenlik gibi son derece çirkin fiiller de aynen zinâ gibi büyük günahlardan sayılmıştır. Bunların ne kadar kötü ve zararlı olduğunu her akl-ı selîm sahibi bilir.

Burada saydığımız günahların dışında İslâm; adam öldürmek, sihir yapmak, zina iftirasında bulunmak, anne babaya itaatsizlik etmek, yetim malı yemek, düşmanla mücadele ederken cepheden kaçmak, yalan söylemek, zulmetmek, ihânet etmek, insanların arkasından hoşlanmayacakları şekilde konuşmak (gıybet), iftirâ atmak, hırsızlık yapmak gibi insanlığa pekçok yönden zararı olan büyük günahları da şiddetle yasaklamıştır.[1]

Dipnot:

[1] Buhârî, Şehâdât, 10; Vasâyâ, 23; Müslim, Birr, 55, 56; Ebû Dâvûd, Edeb, 35/4875; Ahmed, III, 154, 135. Tafsilat için bkz. Dr. Murat Kaya, Efendimiz’den Hayat Ölçüleri, İstanbul 2007, s. 308-458.

Kaynak: Murat Kaya, Ebedi Kurtuluş Yolu, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

ZİNA NEDEN HARAMDIR?

Zina Neden Haramdır?

İSLAM’DA CİNSEL HAYAT

İslam’da Cinsel Hayat

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.