Furkan Suresi 1. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri

Furkan Suresi 1. ayeti ne anlatıyor? Furkan Suresi 1. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...

Furkan Suresi 1. Ayetinin Arapçası:

تَبَارَكَ الَّذ۪ي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلٰى عَبْدِه۪ لِيَكُونَ لِلْعَالَم۪ينَ نَذ۪يرًاۙ

Furkan Suresi 1. Ayetinin Meali (Anlamı):

Bütün sorumlu varlıklara ve kıyâmete kadar tüm çağlara uya­rıcı olması için seçkin kulu Muhammed’e hakkı bâtıldan ayıran kitabı bölüm bölüm indiren Allah çok yücedir, her türlü nimet, feyiz ve bereketin kaynağıdır.

Furkan Suresi 1. Ayetinin Tefsiri:

 تَبَارَكَ (tebâreke) kelimesi, bir taraftan Cenâb-ı Hakk’ın zâtı ve sıfatları itibariyle yüceliğini ve büyüklüğünü; bir taraftan da O’nun lutuf, ihsan ve ikrâmının bolluğunu haber verir. Allah Teâlâ’nın kullarına olan en büyük lutuf tecellilerinden biri, şüphesiz, en seçkin kulu Hz. Muhammed Mûsâtafa (s.a.s.)’e Furkân’ı inzâl buyurmasıdır. Sûrenin girişinde de kısaca temas edildiği gibi Furkân, Kur’ân-ı Kerîm’in isimlerinden biridir. Mânası: “Hakla bâtılı, doğruyla eğriyi, helâlle haramı birbirinden ayıran” demektir. Bu mânasıyla Furkân, peygamberlere gelen ilâhî vahiylerin ortak vasfıdır. (bk. Enbiyâ 21/48) Bu kelimenin “parça parça inme” anlamı da vardır. Buna göre Kur’an’ın parça parça inen bir kitap olduğuna ışık tutmakta, böylece Kur’an’ın bir bütün halinde indirilmesi gerektiği söyleyen müşriklere (bk. Furkân 25/32) cevap vermektedir.

En mühim indiriliş gayesi hakla bâtılı ayırıp gerçeği göstermek olan Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ’nın en seçkin kulu Hz. Muhammed (s.a.s.)’e, bütün âlemlere, hususiyle kıyamete kadar gelecek akıl sahibi mükellef kişilere uyarıcı olması için indirilmiştir. “Uyarıcı” olma vasfı, hem Resûlullah (s.a.s.), hem de Kur’an için geçerlidir. Her ikisi de bir bütünün eşit iki parçası gibi birbirini tamamlamakta ve her ikisi de akıl sahibi varlıkları, nefsânî temâyüllerinden vazgeçip Allah’ın emrine tâbi olmadıkları takdirde kahr-ı ilâhî ve ebedî azap ile korkutmaktadırlar.

Bu âyet Nebiyy-i Ekrem (s.a.s.)’in risâletinin cihânşumûl olduğunu beyân eden âyetlerden biridir. Nitekim bu hususa yer veren başka âyetler de vardır:

“Rasûlüm! Bütün insanlara şunu ilan et: «Ey insanlar! Şüphesiz ki ben Allah’ın, sizin hepinize gönderilmiş peygamberiyim.»” (A‘râf  7/158)

“…Bu Kur’an, kendisiyle sizi ve ulaştığı herkesi ebedî azaba karşı uyarmam için bana vahyedildi.” (En‘âm 6/19)

“Rasûlüm! Biz seni ancak bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.” (Sebe’ 34/28)

İbadete layık gerçek ve tek ilâh, Furkân’ı indiren Allah Teâlâ’dır:

Furkan Suresi tefsiri için tıklayınız...

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Furkan Suresi 1. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.