Furkan Suresi 13. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Furkan Suresi 13. ayeti ne anlatıyor? Furkan Suresi 13. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Furkan Suresi 13. Ayetinin Arapçası:
وَاِذَٓا اُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّن۪ينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًاۜ
Furkan Suresi 13. Ayetinin Meali (Anlamı):
Zincirlerle elleri boyunlarına kelepçelenmiş, ayakları bukağılı olarak cehennemin dar bir yerine tıkıldıkları vakit, hemen orada ölsek de kurtulsak diye helâk olmak için can atacaklar.
Furkan Suresi 13. Ayetinin Tefsiri:
“Cehennemin
onları görmesi” mecazi bir ifade olabileceği gibi, onun görme, düşünme, ölçüp
biçme gibi melekelerle donatıldığı mânasına da gelebilir. Nitekim Resûlullah
(s.a.s.) şöyle buyurur.
“Kıyamet gününde gören iki gözü, işiten iki
kulağı ve konuşan bir dili bulunan bir boyun cehennem ateşinden çıkacak ve şöyle
diyecek: «Ben üç kişiyi yakalayıp cezalandırmakla görevlendirildim: İnatçı her
bir zorbayı, Allah’tan başka bir ilâha tapan kimseleri ve suret yapanları.»” (Tirmizî,
Cehennem 1)
Cehennem
kâfirleri görünce, onları cezalandırmaya olan şiddetli arzusu sebebiyle son
derece öfkelenecek, kaynayacak ve müthiş bir uğultu çıkaracaktır. Onun bu
hâlini cehenneme atılacaklar hem görecek, hem de duyacaklardır. Âyet-i kerîmede
buyrulur.
“Kâfirler
cehenneme atıldıklarında, onun kendilerini yutmak için homurtularla nasıl içine
doğru nefes alıp, uğuldaya uğuldaya kaynadığını işitirler. Cehenem öfkesinden
neredeyse çatlayacak!..” (Mülk 67/6-7)
Kâfirler
elleri zincirlerle boyunlarına bağlanmış, ayakları bukağılanmış; kıpırdamanın,
çırpınmanın ve kaçmanın imkânsız olduğu bir halde güçlü kuvvetli zebâniler tarafından
cehenneme atılacaklardır. Atıldıkları yer son derece dar olacaktır. Onların
mekânları dar, kalpleri dar, vakitleri dar olacaktır. Elemleri sonsuz,
sıkıntıları kesintisiz olacak; bir boşluk görüp oraya doğru koşsalar: “Şimdi
tadın azâbı! Bundan böyle size, azâbınıza azap katmaktan başka bir şey yapacak
değiliz” (Nebe’ 78/30) tehdidiyle karşılaşacaklardır. Bu sebeple o yakıcı
azapla yüz yüze geldiklerinde ölümü ve helâk olup gitmeyi istemekten başka
çareleri kalmayacak; “Yetiş ey ölüm, yetiş ey helak!” diye feryat edeceklerdir.
Ancak bu feryatların onlara bir faydası olmayacaktır. Artık bir değil bin
feryat etseler yine boşunadır. Bunlar onların azaplarının artmasından başka bir
işe yaramayacaktır. Ayrıca “Bugün bir defa helâk olmayı istemeyin. İsterseniz
birçok defa helâk olmayı isteyin; bunun size bir faydası olmaz!” hitabıyla
bütün azabın karşılaşılan azaptan ibaret olmadığı, daha şiddetli azapların
kendilerini beklediği haber verilmiş olmaktadır. Cehennem azabının ebediliğini
haber veren başka âyet-i kerîmeler dikkate alındığında, bu hitaptan inkârcıların yanan derilerinin
tazeleneceği, böylece tekrar tekrar azaba maruz kalacakları anlaşılmaktadır.
(bk. Nisâ 4/56)
Şimdi
gelen âyetler, cennetliklerle cehennemlikleri karşılaştırarak, insanları tercih
edecekleri yol hakkında düşünmeye davet ediyor:
Furkan Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Furkan Suresi 13. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...