Furkan Suresi 18. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Furkan Suresi 18. ayeti ne anlatıyor? Furkan Suresi 18. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Furkan Suresi 18. Ayetinin Arapçası:
قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنْبَغ۪ي لَنَٓا اَنْ نَتَّخِذَ مِنْ دُونِكَ مِنْ اَوْلِيَٓاءَ وَلٰكِنْ مَتَّعْتَهُمْ وَاٰبَٓاءَهُمْ حَتّٰى نَسُوا الذِّكْرَۚ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا
Furkan Suresi 18. Ayetinin Meali (Anlamı):
Onlar da şöyle cevap verecek: “Seni her türlü noksanlıklardan ve şirkten pak ve uzak tutarız! Seni bırakıp başka dostlar edinmek bize yakışmaz. Ne var ki sen bunlara ve atalarına fazl u kereminden bol bol nimetler verdin; nihâyet onlar seni anmayı unutup kitabına uymadılar, sonunda helâk olmaya müstahak bir gürûh hâline geldiler.”
Furkan Suresi 18. Ayetinin Tefsiri:
Cenâb-ı
Hak mahşer günü insanlarla birlikte müşriklerin taptıkları putları da
diriltecek; insanları doğru yoldan saptıranların kendileri olup olmadığını
soracak, onlar da bu hususta kesinlikle hiçbir mesuliyet kabul etmeyeceklerdir.
Bilakis müşriklerin, bizzat kendi yanlış inanç ve düşüncelerinden hareketle
böyle bir yolu tuttuklarını, Allah’ın verdiği nimetlerle şımarıp O’nu
zikretmeyi ve gönderdiği ilâhî mesajlara kulak vermeyi terk ederek neticede
helâke müstahak olan bir toplum hâline geldiklerini söyleyeceklerdir. Bu konuda
kendine tapanlara karşı şeytanın itirafı pek dikkat çekicidir:
“Hesaplar
görülüp iş bitirilince şeytan şöyle der: «Allah size gerçekleşmesi kesin olan
bir va’dde bulundu; ben de size öylesine va’dde bulundum fakat sözümde
durmadım. Aslında benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm de yoktu. Sadece
ben sizi inkâra çağırdım, siz de bana uydunuz. Öyleyse beni kınamayın da
kendinizi kınayın. Bugün, ne ben sizin feryadınıza yetişebilirim, ne de siz
benim feryadıma yetişebilirsiniz. Dünyada iken beni Allah’a ortak tanımış
olmanızı da reddediyorum. Elbette zâlimlere
can yakıcı bir azap vardır.»” (İbrâhim 14/22)
Yine
Cenâb-ı Hak, kıyamet günü müşrikleri göstererek meleklere: “Şunlar size mi
tapıyordu?” diye soracak, melekler de: “Seni noksan sıfatlardan ve
herhangi bir ortağının bulunmasından pak ve temiz tutarız. Bizim dostumuz,
sahibimiz ve koruyucumuz ancak sensin! Bizim onlarla bu mânada hiçbir
münâsebetimiz olmamıştır, olamaz da! Hayır, onlar, bize değil cinlere tapıyordu
ve çoğu onlara inanıyordu” diyeceklerdir. (Sebe’ 34/40-41)
Âyetlerde haber verildiği üzere kendilerinden
yardım ve şefaat umdukları putları tarafından söyledikleri yalanlanan,
iddiaları çürütülen ve umutları boşa çıkarılan putperestler, o dehşetli mahşer
gününde ne kendilerinden azabı savmaya, ne de kendileri için bir yardım
sağlamaya güç yetirebileceklerdir. Dünyada Allah’a şirk koşarak ve O’na isyan
ederek en büyük zulmü işlemiş kimseler, tevbe etmeden bu halleriyle âhirete
intikal ettikleri takdirde cehennemde büyük bir azabı tatmaya mecbur
bırakılacaklardır. Dolayısıyla Allah’ın buyruklarını tebliğ eden peygamberin
insan mı, cin mi, melek mi olması gerektiğiyle, yiyip içmesiyle uğraşmayı
bırakıp onun getirdiği mesajları can kulağıyla dinlemek gerekir:
Furkan Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Furkan Suresi 18. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR