Gasil Ne Demek?

Gasil ne demektir? Kısaca anlamı nedir? İlmihalde daha çok hangi ifade için kullanılmaktadir?

Sözlükte "yıkama" anlamına gelen gasil, ilmihalde daha çok cenâze yıkanması için kullanılmaktadır. Ölen bir Müslüman'ı yıkamak, kefenlemek, onun için namaz kılıp dua etmek ve kabre gömmek Müslümanlar için farz-ı kifayedir.

Cenâzenin bir an önce yıkanması, kefenlenip hazırlanması ve defnedilmesi müstehaptır. Cenâzeyi yıkamak için önce teneşir denilen yüksekçe bir yere, ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Göbeğinden diz altına kadar olan avret yeri bir örtü ile örtülür ve elbisesi tamamen çıkarılır. Ağzına ve burnuna su vermeksizin abdest aldırılır. Sonra üzerine ılık su dökülür. Sonra sabun ile yıkanır. Sonra sol yanına çevrilerek sağ tarafı, daha sonra da sağ tarafına çevrilerek sol tarafı yıkanır. Ölü oturur duruma getirilerek karnına hafifçe bastırılır. Eğer ölüden bir şey çıkarsa yıkanıp giderilir, yeniden yıkanması ve abdest aldırılması gerekmez.

Her yıkayış üç defadan az olmamalı, gereksiz yere su israf edilmemelidir. Dağılacak şekilde bozulmuş olan cenâzenin sadece üzerine su dökülmekle yetinilir. Ölüyü kendisine en yakın akrabasının yıkaması iyidir. Ölü yıkandıktan sonra bir bezle kurulanır ve kefenlenir. Başına ve sakalına güzel koku sürülür, secde yerlerine kâfur dökülür.

Ölünün âdeta yeni doğmuş gibi yıkanması, bir yönüyle yeniden doğuşu sembolize etmekte; başka bir yönüyle de fanî yolculuğun, yani dünya hayatının kendi üzerinde bıraktığı kir, toz ve bulaşıkları gidermeyi temsil etmektedir.

İslam ve İhsan

CENAZE NASIL YIKANIR?

Cenaze Nasıl Yıkanır?

CENAZE NEDİR? CENAZE İLE İLGİLİ HÜKÜMLER NELERDİR?

Cenaze Nedir? Cenaze İle İlgili Hükümler Nelerdir?

PEYGAMBERİMİZİN CENAZESİNİN YIKANMASI VE KEFENLENMESİ NASIL OLMUŞTUR?

Peygamberimizin Cenazesinin Yıkanması ve Kefenlenmesi Nasıl Olmuştur?

CENAZE NASIL TAŞINIR?

Cenaze Nasıl Taşınır?

CENAZE NASIL DEFNEDİLİR?

Cenaze Nasıl Defnedilir?

CENAZE NASIL KEFENLENİR?

Cenaze Nasıl Kefenlenir?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.