Gâşiye Suresi 3. Ayet Meali, Arapça Yazılışı, Anlamı ve Tefsiri
Gâşiye Suresi 3. ayeti ne anlatıyor? Gâşiye Suresi 3. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...
Gâşiye Suresi 3. Ayetinin Arapçası:
عَامِلَةٌ نَاصِبَةٌۙ
Gâşiye Suresi 3. Ayetinin Meali (Anlamı):
Sadece dünya için çalışmış; o gün eli boş kalmış olmaktan ötürü yorgun ve bitkin düşmüştür.
Gâşiye Suresi 3. Ayetinin Tefsiri:
Bütün
varlığı geçici bir süre için kullarını imtihan ederek iyilerini kötülerinden
ayırmak için yaratan ve bir gün kurduğu bu nizamı bozacak olan Allah Teâlâ,
sûreye kıyamet olayını haber vermekle başlar. Kıyâmetin bir ismi اَلْغَاشِيَةُ (ğâşiye)dir. Ğâşiye, bir şeyi her
tarafından sarıp bürüyen, salgın, sargın ve kaplayıcı şey demektir. Bu sebeple
kalp zarına, insanı veya hayvanı içinden saran derde ve kâbus gibi her taraftan
saran salgın belâya “ğâşiye” denilir. Kıyâmetin dehşetli afetleri, yıkıp
darmadağın eden felaketleri bütün kâinatı kuşatacak ve her şeyi altüst edecek
olduğundan, o böyle isimlendirilmiştir.
Belası
ve kötülüğü her yandan bütün dünyayı kuşatacak olan kıyamet günü insanlar iki
grup olur. Âyette, “bazı insanlar” yerine, “bazı yüzler” ifadesi kullanılır.
Çünkü insanların en mühim azalarından biri yüzleridir. Onlar yüzlerinden
tanındığı gibi, ayrıca iyi ya da kötü bir durumda oldukları da yüzlerinden
anlaşılır. Birinci grup, geçici kısacık ömrünü gaflet, günah ve haksızlıklarla
hebâ edip küfür ile sonlandıran bedbahtlardır. Bunları âhirette büyük bir
hüsran ve azap beklemektedir:
›
Dünyada iken hakkı kabule yanaşmayan, büyüklük taslayan,
mü’minleri küçümseyen kâfirlerin o gün yüzlerini korku bürüyecek, utançtan
başları yere eğilecek, boyunları bükülecek, zelil ve hakîr olacaklardır.
›
Aslında bunlar dünyada öyle boş duran, boş yatan kimseler de
değildir. Çalışıp çabalamışlardır. Fakat bunu Allah’a iman ve âhiret korkusuyla değil, dünyevi hesaplar uğruna
yaptıkları için o gün yaptıkları boşa gidecek, kârları sadece çektikleri
yorgunluk olacaktır.
Nitekim
onların bu hâli âyet-i kerîmede şöyle haber verilir:
“Rasûlüm! De ki: «Yaptıkları ameller yüzünden en çok zarara
uğrayacakları haber verelim mi? Onlar, güzel şeyler yaptıklarını zannetmelerine
rağmen, dünya hayatında yaptıkları çalışmalar boşa giden kimselerdir. İşte
onlar, Rablerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmişler de bu yüzden
bütün amelleri boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü
onlar için artık bir terâzi koymayacak, onlara hiçbir kıymet vermeyeceğiz. İşte
inkâr etmeleri, âyetlerimi ve peygamberlerimi alaya almaları sebebiyle onların cezası
cehennemdir!»” (Kehf 18/103-106)
Bunlar,
dünyada fayda vermeyecek işlerin peşinde koşup yoruldukları gibi, kıyamet günü
de boyunlarını bükecek, zilletler içinde dayanılmaz ezici cezalara maruz
kalacak, yorgunluk ve bitkinlikle sıkıntılar çekeceklerdir. Bu yorucu cezalar,
cehennem ateşi içinde esaret zincirlerini ve tomruklarını sürükleyerek aşağı
yukarı bata çıka boğuşup durmalarıdır.
›
Onlar son derece sıcak ve kızgın bir ateşe girecekler. Sıcaktan
iyice bunalmış bu kâfirlere, serinletici bir içecek yerine, aşırı decede sıcak
içecekler verilecektir.
›
Yiyecekleri ise sadece ضَر۪يعٌ
(darî‘) denen bir dikendir. Bu, arapların yaş olanına اَلشِّبْرِقُ (şibrık) kurusuna darî’ dedikleri dikenli bir ağaçtır.
Hem dikenli hem de zehir gibi acıdır.
Bazı
âyetlerde, cehennemliklerin “zakkum” ve “irin”den başka yiyeceklerinin olmadığı
haber verilirken, burada da “zehirli ve kuru dikenli bir bitki”den başka
yiyeceklerinin olmadığı anlatılır. Bunlar arasında bir çelişki yoktur. Çünkü
cehennemde farklı farklı dereceler vardır. Cehennemliklerin suçlarına göre veya
her suç için ayrı bir azabın verilmesi sözkonusudur. Yahut “zakkum” yemekten
kaçınacaklar, onlara “irin” verilecektir. Ondan da kaçınacaklar, bu kez
yemeleri için “zehirli kuru diken” verilecektir. Hâsılı onlara sevdikleri
hiçbir yiyecek verilmeyecek, yedikleri ve içtikleriyle bile devamlı azap
edileceklerdir.
Kâfirlerin
bu hazin ve perişan hallerinin karşısına, cennet-cehennem gerçeği iyice
anlaşılsın diye, mü’minlerin nimet, huzur ve saadet dolu tablosu konur:
Gâşiye Suresi tefsiri için tıklayınız...
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri
Gâşiye Suresi 3. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız...
YORUMLAR