Gazze Şeridi'nde Bombalar Yağıyor

İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’nin çeşitli bölgelerine dün geceden bu yana düzenlediği saldırılarda 12 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin Kızılayı, işgal ordusuna ait bir insansız hava aracının Han Yunus’un güneybatısındaki Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı bir çadırı hedef alması sonucu iki kişinin hayatını kaybettiğini, 5 kişinin ise yaralandığını bildirdi.

Filistin resmi ajansı WAFA’ya göre, İsrail'in, Han Yunus’un kuzeyinde yerinden edilmiş kişilerin kaldığı çadırları hedef alan saldırılarında biri çocuk 6 kişi yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı.

Gazze kentinin güneyindeki Sabra Mahallesi’nde ise "Hattab" ailesine ait bir ev bombalandı.

Saldırıda 4 kişi öldü, çok sayıda kişi yaralandı. Kızılay ekipleri, yaralıların ve cenazelerin Gazze'deki El-Ehli Baptist Hastanesine nakledildiğini belirtti.

İsrail'in Gazze şehrindeki Göz Hastanesi yakınlarında sivilleri ve Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Nusayrat Mülteci Kampında yerinden edilmiş Filistinlilerin çadırını bombalaması sonucu da hayatını kaybedenler ve yaralananlar oldu.

İsrail'e ait bir İHA'nın, Han Yunus'taki balıkçı limanında bulunan balıkçı teknelerini bombalaması sonucu ise bazı tekneler yandı.

Sağlık yetkilileri de İsrail'e ait bir İHA'nın Han Yunus'un doğusundaki Beni Süheyla kavşağını füze ile hedef alması sonucu bazı Filistinlilerin yaralandığını bildirdi.

İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Gazze Şehri'ne düzenlediği hava saldırısında yaralanan çok sayıda kişi Arap Baptist Hastanesi'ne getirildi.

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Bureyc Mülteci Kampı'nda bir binaya İHA ile saldırı düzenleyen İsrail ordusu, Beyt Hanun'un doğusundaki bazı bölgeleri de topçu ateşiyle hedef aldı, saldırılarda ilk belirlemelere göre ölen ve yaralanan olmadı.

İsrail ordusunun Nablus’taki baskın ve saldırılarında 1 Filistinli öldü

Filistin resmi ajansı WAFA’nın güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Ayn Mülteci Kampı’na "sızan" İsrail güçlerinin bir araca ateş açması sonucu Filistinli Adil Katuni hayatını kaybetti.

Baskın sırasında kampta yaşanan çatışma sonucu yaralanan 3 Filistinli gözaltına alındı.

Çatılara keskin nişancıları yerleştiren İsrail askerleri, kamptaki bazı evlere düzenlediği baskınlarda çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

İsrail güçlerinin, Nablus’un doğusundaki Balata ve Eski ile Yeni Asker mülteci kamplarında baskın düzenlediği ve evleri tahrip ettiği belirtildi. Baskınlarda 4 kişinin gözaltına alındığı kaydedildi.

İsrail ordusu, Ayn Mülteci Kampı içinde ve Asker ile Balata kamplarının çevresinde konuşlanmaya devam ediyor.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi: İsrail'in Gazze'deki katliamlarından ABD yönetimi sorumlu

FHKC'den yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde çocuk, kadın ve yaşlılara yönelik işlediği soykırım suçları katlanarak artarken, ABD'nin başını çektiği küresel güçlerin, ister silahla ister siyasi kılıfla olsun bu suçları desteklemeyi sürdürdüğü belirtildi.

Artık sessizliğe ve suç ortaklığına son verilmesi talep edilen açıklamada, Filistin halkına yönelik soykırım devam ederken dünyanın buna seyirci kaldığı ve suçlara ortak olduğu bildirildi.

Açıklamada, "Bu katliamların tüm sorumluluğu savaş suçlusu Donald Trump liderliğindeki ABD yönetimine aittir. Utanmadan öldürme ve yıkıma aktif olarak katıldığını ilan ederek, insanlığa karşı işlenen bu suçların birincil ortağı haline gelmektedir." ifadelerine yer verildi.

ABD ve Avrupa'daki üniversite öğrencilerine, sendikalara ve topluluklara derhal sokaklara çıkıp İsrail'i destekleyen karar alma merkezleri olan Beyaz Saray'ı ve Pentagon'u kuşatmaları ve "katillere" dünyanın bu suçlar karşısında sessiz kalmayacağı mesajını net bir şekilde iletmeleri çağrısında bulunulan açıklamada, adaletsizliği ve soykırımı reddeden her özgür ve onurlu insanın, suç ortağı hükümetler üzerindeki halk baskısını artırmaktan sorumlu olduğu kaydedildi.

Açıklamada ayrıca, "Arap ve İslam halklarını derhal harekete geçmeye ve Siyonist katliam makinesine karşı Gazze'yi yalnız bırakmamaya çağırıyoruz. Çünkü daha fazla sessizliğe ve eylemsizliğe yer yok. Bugün Gazze'ye destek olmak milli ve manevi bir görevdir, onu terk etmek ise şehitlerin, yaralıların ve işkence görenlerin kanına ihanettir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Halkların, gösterilerden oturma eylemlerine, sivil itaatsizlikten Siyonist oluşuma ve destekçilerine karşı kapsamlı bir boykota kadar her türlü yola başvurması gerektiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Gazze ve direnişi, işgalcilerin ve müttefiklerinin onu ortadan kaldırmaya yönelik tüm girişimlerine rağmen kırılmayacak. Direniş devam edecek, Filistin halkı teslim olmayacak ve Netanyahu ve faşist hükümeti, tıpkı tarih boyunca tüm tiranlar ve suçluların yok olduğu gibi yok olacak."

Ateşkesi bozan İsrail ordusu Gazze'ye şiddetli saldırıları yeniden başlattı

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak'ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından dün sabah saatlerinde şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne 18 Mart sabahı düzenlediği hava saldırılarında, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere en az 400 kişi hayatını kaybetti, 500’ün üzerinde Filistinli yaralandı.

İsrail ordusu, siyasi kademenin talimatları doğrultusunda Gazze'ye geniş çaplı saldırıların yeniden başlatıldığını duyurdu.

İsrail Başbakanlık Ofisinden yapılan açıklamada, saldırıların Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yisrael Katz'ın talimatlarıyla başlatıldığı ifade edildi.

Ateşkesi bozan İsrail, Hamas'a karşı "gittikçe artan askeri güçle" hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise "İsrail'in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi'nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını" açıkladı.

Gazze Şeridi’ndeki İsrailli esirlerin aileleri, ateşkesi bozan Netanyahu hükümetini "esirlerden vazgeçmekle" suçlayarak hükümetin savaşı yeniden başlatmasına esirleri geri getirmeyi gerekçe göstermesinin “tam bir aldatmaca olduğunu” belirtti.

İsrail'deki muhalefet partileri de Başbakan Netanyahu'nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörünü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde saldırıların yeniden başladığına dikkati çekti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.