Gazze’de 366. Gün Şehit Sayısı 41 Bin 870'e Yükseldi

Katil İsrail güçlerinin, Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 45 artarak 41 bin 870'e çıktı.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamada, katil İsrail'in Gazze Şeridi'ne 366 gündür sürdürdüğü saldırılara ilişkin bilgi verildi.

Katil İsrail güçlerinin son 24 saatte Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde gerçekleştirdiği "3 katliamda" 45 kişinin öldüğü, 256 kişinin yaralandığı belirtildi.

Katil İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 41 bin 870'e, yaralı sayısının 97 bin 166'ya yükseldiği kaydedildi.

Katil İsrail’in Gazze’nin kuzeyine yeniden başlattığı şiddetli saldırılarda 30 Filistinli yaşamını yitirdi

Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, katil İsrail güçlerinin Cibaliya ve Beyt Lahiya beldelerine düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden 30 Filistinlinin cenazesi ile onlarca yaralı Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki hastanelere nakledildi.

Görgü tanıkları ise katil İsrail askeri araçlarının, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliya beldesinin ve kampının doğusuna girdiğini, Filistinlilerin evlerini ağır top mermileriyle vurmaya başladığını aktardı.

Katil İsrail güçlerinin dün akşamdan itibaren Gazze Şeridi’nin kuzeyinin çeşitli bölgelerine düzenlediği en az 100 hava saldırısı, binalarda, kamu tesislerinde, okullarda ve çeşitli barınma merkezlerinde büyük bir yıkıma neden oldu.

Onlarca Filistinli aile, Cibaliya kampının doğusundaki El-Kerame, Es-Sultan ve El-Atatre bölgelerinden Kuzey Gazze ve Gazze kent merkezine kaçmak zorunda kaldı.

Cibaliya kampında ve Kuzey Gazze kentinin geniş alanlarında askeri araçlar, insansız hava araçları ve sürekli ateş eden katil İsrail askerleri, evleri ve çeşitli barınma merkezlerinin yanı sıra hareket eden her şeyi hedef aldı.

Katil İsrail güçlerinden bölgenin boşaltılması tehdidi

Öte yandan katil İsrail güçlerine ait uçaklardan Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki bölgelerin boşaltılmasını isteyen broşürler atıldı.

Üzerinde “savaşın yeni bir aşamasındayız” ifadesinin yazılı olduğu broşürlerde, Hamas’ın yeniden altyapısını oluşturmaya başladığı bu bölgelerin tehlikeli savaş alanı olduğu iddia edildi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.