Gazze'de 90 Dönüm Tarım Arazisi Telef Oldu

İsrail'in uçaklarla Gazze Şeridi'ne böcek ilacı ve henüz içeriği tespit edilemeyen kimyasallar püskürtmesi nedeniyle 90 dönümden büyük alan üzerine ekili mahsullerin telef olduğu bildirildi.

BÜYÜK MİKTARDA KİMYASAL VE BÖCEK İLACI

Filistinli çiftçi İsam Ebu Meharib (42), Gazze'nin iç kesimlerindeki Vadi es-Salka bölgesinde tarım arazilerine sahip olduğunu belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Birkaç gün önce sabah erken saatlerde İsrail'e ait uçaklar sınıra yakın bölgelere ve iç kesimlerdeki tarım arazilerine büyük miktarda bilinmeyen bir kimyasal ve böcek ilacı püskürttü. Bir sonraki gün kimyasal ve böcek ilacı atılan arazilerdeki mısırların, meyvelerin ve çok sayıda ağacın telef olduğunu gördük"

GAZZE

BİTKİLER TÜKETİLMEZ HÂLE GELDİ

Gazze'deki Tarım Bakanlığı'nın söz konusu arazilerdeki ürünleri test etmesinin ardından derhal imha edilmesi kararını verdiğini söyleyen Meharib, İsrail'in ocak ayında da aynı şekilde Gazze'ye çeşitli kimyasallar attığını ve bakla, bezelye, baharat ve kokulu bitkilerin tüketilemez hale geldiğini hatırlattı.

Çiftçi Muhammed Ebu Cebel, sınır bölgesinde yer alan Beyt Lahya beldesindeki 12 dönümlük mısır ekili arazideki ürünlerin de İsrail'in püskürttüğü maddeler nedeniyle zehirlendiğini söyledi.

Ebu Cebel İsrail'in yaz aylarındaki "Koruyucu Hat" operasyonunda yaşadığı mağduriyeti gidermek için hasat mevsimini beklediğini ancak ilaçlama nedeniyle en az 15 bin dolar zararının olduğunu kaydetti.

tarim-jpg20150422132035

90 BİN DÖNÜM ARAZİ ZARAR GÖRDÜ

Ziraat Bakanlığı Bitki Koruma Müdürü Vail Sabit "Tamamı mevsimlik ürünler yetiştirilen 90 bin dönümden büyük arazi İsrail'in böcek ilacı ve kimyasal atması nedeniyle zarar gördü" dedi.

İsrail'in ilaçlama yaptığı yerlerde tüm meyvelerin ve yaprakların yandığını kaydeden Sabit, bunun zarar gören topraklarda ileride yapılacak üretimin verimliliğini de etkileyeceğini kaydetti.

GAZZE

Sabit, Gazzeli çiftçilerin gelecek mevsimlerde telafi edilmesi çok güç bir zarara uğradıklarını ifade ederek, Bakanlığın Uluslararası Kızılhaç Komitesi ile BM Gıda ve Tarım Örgütü'nü (FAO) İsrail'le görüşerek, Filistin topraklarına ne tür bir ilaç attıkları hakkında bilgi almalarını istediğini bildirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.