Gazze'de Kalıcı Ateşkes ve Rehine Takası İçin Yürütülen Müzakereler

İsrail ile Hamas arasında kalıcı ateşkes ve rehine takası için yapılan müzakerelere ilişkin hazırlanan metinde son aşamaya gelindi.

Gazze'de kalıcı ateşkes ve rehine takası için yürütülen müzakerelerin bazı detayları ortaya çıktı.

Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgiye göre, İsrail ile Hamas arasında kalıcı ateşkes ve rehine takası için yapılan müzakerelere ilişkin hazırlanan metinde son aşamaya gelindi.

Henüz son halini almayan metne göre, taraflar arasındaki pazarlık, Hamas'ın elindeki her bir rehine için 12 Filistinli mahkumun serbest bırakılması üzerinden yürütülüyor.

İsrail'in kendi hapishanelerinde bulunan Filistinli mahkumları nasıl ve neye göre serbest bırakacağı, görüşmelerin odağında yer alıyor. 30 yılın altında hapis cezası alanları bırakmayı kabul eden İsrail, bu sürenin üzerinde ceza alanların serbest bırakılmasının ise kendi tasarrufunda olmasını istiyor.

İsrail hapishanelerinde, Filistin'in Fetih Hareketi'nin sembol liderlerinden Mervan Barguti dahil yaklaşık 50 kişinin 30 yılın üzerinde cezası bulunuyor. İsrail bu isimler üzerinde veto hakkı talep ediyor.

Hamas'ta yaklaşık 120 İsrailli rehinenin bulunduğu tahmin ediliyor. Gazze'de, İsrail'e karşı savaşan başka grupların da ellerinde rehinelerin olduğu belirtiliyor.

Hamas'ın, son 2,5 ayda yoğunlaşan müzakere sürecinde yapıcı bir tutum sergilediği, sürecin olumlu ilerlediği ifade ediliyor.

Bu aşamaya gelinmesinde Türkiye'nin müzakere sürecine katkısının önemli olduğunu vurgulayan güvenlik kaynakları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tutumunun süreci yavaşlattığını belirtiyor.

Sinvar'ın durumu, süreci uzatabilir

Müzakerelerle ilgili diğer önemli bir konu ise İran'da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin yerine gelen Yahya Sinvar'ın durumu.

Sinvar'ın Gazze'de bulunmasının, müzakere masasına gelen konulara onay veya cevap verilme süresini uzatabileceği değerlendiriliyor.

Gazze'de kalıcı ateşkes sağlanması amacıyla Türkiye'nin destek verdiği, ABD, Katar ve Mısır'ın yürüttüğü çabalar sonucu müzakerelerin gelecek günlerde sonuçlanması bekleniyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.