Gazze’de Sınırlı Yardım Girişi Nedeniyle İlaç ve Tıbbi Malzeme Eksikliği Sürüyor

Gazze’de ateşkes sağlansa da sağlık altyapısının büyük ölçüde tahrip olması nedeniyle hastaneler hizmet veremez halde ve binlerce yaralı tıbbi malzeme yetersizliği nedeniyle tedavi edilemiyor.

İşgalcilerin saldırılarının sürdüğü 15 ay boyunca gönüllü sağlık hizmeti veren ve tıp fakültesinde son sınıf öğrencisi olan Ezzeddin Lulu, Gazze’deki sağlık krizini AA muhabirine anlattı.

Sağlıkta krizin giderek derinleştiğini vurgulayan Lulu, "Gazze’de en acil ihtiyaç duyulan malzeme arasında acil ilaçlar, cerrahi ekipman ve travma bakım gereçleri var. Ancak şu an bunlara ulaşamıyoruz ve binlerce hasta tedavi bekliyor." dedi.

Lulu, işgalcilerin bölgeye girişine izin verdiği yardımların yetersiz olduğunu söyleyerek, “İzin verilen yardımlar, 2 milyon insanın ihtiyacını karşılamak için yeterli değil. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalar için gerekli ilaçlar tükenmiş durumda.” ifadesini kullandı.

Bölgedeki hastaneler, altyapı tahribatı nedeniyle hizmet veremez hale gelirken, birçok doktor ve sağlık çalışanı da yetersiz ekipman nedeniyle hastalara müdahale edemiyor.

Şehit babasının adına Samir Vakfı adlı bir tıbbi yardım vakfı kuran Lulu, Gazze’de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir olmasını sağlamaya çalışıyor.

“Ailem hala enkaz altında”

Ateşkesin ardından halk, evlerine dönmeye çalışsa da birçok yerleşim yerinin tamamen yıkılmış durumda olduğunu dile getiren Lulu, “Ateşkes geçici bir soluk oldu ama sağlık sistemi çökmüş durumda. İnsanlar evlerine dönmeye çalışıyor ancak birçok hastane yıkılmış, ilaçlar tükenmiş ve yaralılar tedavi edilmeyi bekliyor. Ailem hala enkaz altında ve onları kurtaracak ekipman bile yok. Onları kurtarmak için gerekli ekipmanların girişini bekliyoruz. Bu çaresizliği anlatmak imkansız.” dedi.

Sağlık hizmetlerine erişimin hala ciddi bir sorun olduğunu belirten Lulu, uluslararası topluma seslenerek, “Gazze sadece bir savaş alanı değil, burada hayalleri ve umutları olan insanlar yaşıyor. Dünyanın desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var.” diye konuştu.

Gençler dayanışmayla ayakta kalıyor

Lulu’nun kurduğu Samir Vakfı, savaş ortamında gençlerin sağlık hizmetlerine katkı sağlaması için bir dayanışma modeli oluşturuyor.

“Bu vakıf, gençlerin tıp eğitimine devam edebilmesi ve Gazze’de sağlık hizmetlerinin sürdürülebilir olmasını sağlamak için kuruldu.” diyen Lulu, tıp öğrencilerinin gönüllü olarak hastanelerde çalıştığını aktardı.

Lulu, yardım kuruluşlarına da çağrıda bulunarak, “Acil tıbbi yardımların hızla Gazze’ye ulaşması gerekiyor. Aksi takdirde daha fazla insan hayatını kaybedecek.” dedi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.