Gazze'de Son Bir Haftada Dondurucu Soğuktan Ölen Bebeklerin Sayısı 5'e Yükseldi

İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana saldırılarını sürdürdüğü ve nüfusunun neredeyse tamamını yerinden ettiği Gazze Şeridi'nde son 1 haftada dondurucu soğuktan ölen bebeklerin sayısı 5'e yükseldi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA'da yer alan habere göre, Gazze Şeridi'nde İsrail'in zorla yerinden ettiği ve çadırda yaşayan 1 bebek daha soğuk yüzünden hayatını kaybetti.

Gazze'de son bir haftada dondurucu soğuktan ölen bebeklerin sayısı 5'e yükseldi

Haberde, Deyr el-Belah kentinde bir çadırda kalan bir aylık Cuma el-Batran isimli bebeğin şiddetli soğuk nedeniyle hayatını kaybettiği, bebeğin ikiz kardeşi Ali el-Batran'ın sağlık durumunun ise kötüye gittiği kaydedildi.

Gazze'de son 1 haftada soğuk nedeniyle yaşamını yitiren bebeklerin sayısının 5'e yükseldiği ifade edildi.

Yaklaşık 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi'nde İsrail soykırımı 15 ayı aşkın süredir devam ediyor.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, İsrail saldırıları nedeniyle Gazze'de her 10 kişiden 9'u yerinden edildi.

Gazze'de yerinden edilen Filistinlilerin büyük kısmı, İsrail saldırılarında oluşan ağır yıkım nedeniyle derme çatma çadırlarda ikamet etmek zorunda kalıyor.

Havaların soğumasıyla Gazze'deki Filistinlilerin yaşam koşulları daha da zorlaştı.

Kumaş ve naylondan yapılmış derme çatma çadırlarda yaşayan Filistinliler, kış mevsiminin gelmesiyle birlikte kıyafet, yatak ve battaniye gibi temel yaşam gereksinimlerinin eksikliği nedeniyle zorlu yaşam koşullarında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor.

Aileleriyle derme çatma çadırlarda kalan bebeklerin bedenleri soğuk havaya yenik düşüyor.

İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda yaklaşık 17 bin 492'si çocuk, 11 bin 979'u kadın olmak üzere 45 bin 484 Filistinli öldü, 108 bin 90 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.