Gazze'deki Filistinli Çocuk: Aç Yatıyoruz

Katil İsrail güçlerinin yoğun bombardıman altında tuttuğu ve gıda krizinin giderek derinleştiği Gazze Şeridi'nde Ahmed Muhammed el-Halidi isimli Filistinli bir çocuk karınlarını doyuracak yiyecek bulamadıkları için geceleri aç yattıklarını söyledi.

Filistinli çocuk Halidi'nin sosyal medyada yer alan görüntüleri, katil İsrail'in saldırıları altındaki Gazze'de yaşanan gıda krizinin boyutlarını gözler önüne seriyor.

Halidi, katil İsrail'in saldırıları nedeniyle ailesiyle Gazze'nin kuzeyindeki evlerinden ayrılarak güneydeki Refah kentine gelmek zorunda kaldıklarını belirtiyor.

Gazze'de çok az şeyin bulunabildiğini ve bu ürünlerin fiyatının da oldukça yüksek olduğunu dile getiren Halidi, Gazze'de yiyecek bir şeyin olmadığını, bulabildikleriyle idare etmeye çalıştıklarını söylüyor.

"Hayatımızı idame ettireceğimiz bir şeyimiz yok"

Öğlenleri ekmeğin bazen çeyreğini bazen de yarısını yiyebildiklerini ve bununla gün boyu idare etmeye çalıştıklarını dile getiren Halidi, "Aç yatıyoruz. Yatmadan önce anneme yiyecek bir şey var mı diye sorunca 'Yiyecek bir şey yok, uyu' diyor. Hayatımızı idame ettireceğimiz bir şeyimiz yok." ifadelerini kullandı.

Katil İsrail'in 7 Ekim'de başlayan Gazze Şeridi'ndeki yıkıcı saldırıları, yıllardır uygulanan abluka nedeniyle zaten son derece kötü koşullar altında yaşayan yaklaşık 2,3 milyon Filistinliye su, yiyecek, ilaç, elektrik ve yakıt tedarikini ciddi anlamda kesintiye uğratıyor.

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programının 6 Aralık'ta yayımladığı rapora göre, Gazze'nin kuzeyindeki 10 aileden 9'u ve Gazze'nin güneyindeki 3 aileden 2'si "en az bir tam gün ve bir tam geceyi yiyeceksiz" geçiriyor.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.