Gazzeli Çocuklar 471 Gün Sonra İlk Kez Bombardımansız Bir Sabaha Uyandı

Gazzeliler, Tel Aviv ile Hamas arasında ateşkes ve esir takasına varılmasının ardından 7 Ekim 2023'ten bu yana ilk kez işgalcilerin saldırısı olmadan bir gece geçirdi ve bombardıman sesi olmadan uyandılar.

İşgalciler ile Hamas arasında ateşkes ve esir takası mutabakatı dün yerel saatle 11.15'te yürürlüğe girdi.

Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle işgalcilerin Gazze Şeridi'ne 471 gündür düzenlediği saldırılar durdu. Gazzeliler 15 aydan uzun süre sonra ilk kez bombalama ve patlama sesi olmadan bir gece geçirebildi.

Saldırılar ve bombardıman sesleri altında 471 gündür hayatta kalma mücadelesi veren Gazze'deki Filistinliler, bu sabah patlama sesi duymadan uyandı.

"Gazzeli çocuklar korku veya bombardıman olmadan uyudu"

Gazze'de yaşayan Filistinliler işgalcilerin saldırısı olmadan geçirdikleri ilk geceye ilişkin sosyal medya hesaplarından paylaşımda bulundu.

Yusuf Hamada isimli Gazzeli, sosyal medya hesabında "Gazzeli çocukların korku veya bombardıman olmadan uyuduğu ilk gece. Allah'a şükürler olsun." ifadesini kullandı.

Morgların önündeki acı bekleyiş son buldu

İşgalcilerin saldırıları nedeniyle Gazze'de yaklaşık 17 bin 841'i çocuk, 12 bin 298'i kadın olmak üzere 46 bin 913 Filistinli hayatını kaybetti.

Bu saldırılarda ölen Filistinliler, hem kayıt altına alınabilmek hem defnedilmek için yakınları veya sivil savunma ekipleri tarafından bölgedeki hastanelere getiriliyordu.

Hayatını kaybeden Filistinliler, defin öncesi hastanelerin morglarına tutuluyordu. işgalcilerin saldırılarının başladığı 7 Ekim'den bu yana Gazze'de binlerce kişi bu morglar önünde yakınlarının yasını tutmuştu.

Filistinliler, işgalcilerin saldırılarının durmasıyla 7 Ekim'den bu yana bu gece ilk kez yakınlarını kaybetmedi ve hastanelerin morgları önünde beklemek zorunda kalmadı.

Gazeteci Ebubekir Abid, Gazze'nin orta kesiminde yer alan Aksa Hastanesine ait morg önünde kaydettiği görüntüyü sosyal medya hesabından paylaştı.

Abid, Aksa Hastanesi morgunun kilitli olduğunu dile getirerek "7 Ekim'den bu yana bu hastanenin morgu ilk kez kilitli. Gözyaşları içindeyim. Artık can kaybı yok, sefalet yok, ceset yok ve yere sıçrayan kan yok. Bu korkunç sahneler artık yok." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.