Gazzeli Çocuklardan "Bizi İsrail'den Koruyun" Çağrısı

Abluka altındaki Gazze'de yaşayan Filistinli çocuklar, uluslararası toplumdan, "kendilerini işgalci İsrail'in ihlallerinden ve saldırılarından korumasını" istedi.

Filistinli çocuklar, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğinin Gazze'deki merkezi önünde toplandı.

Filistin Ulusal ve İslami Güçler Koalisyonuna bağlı Esirler Komitesi ve insan hakları kuruluşlarının çağrısıyla düzenlenen eylemde Gazzeli çocuklar, Filistin bayrakları ve "Çocukluğum benim hakkım" yazılı pankartlar taşıdı.

İşgal altındaki Batı Şeria'daki akranlarına yönelik gözaltı ve tutuklama siyasetine tepki gösteren Filistinli çocuklar, uluslararası toplumdan, kendilerini işgalcilerin ihlallerinden ve saldırılarından korumasını istedi.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi yöneticilerinden Hani es-Sevabite, burada yaptığı konuşmada, "İsrail, Filistin topraklarında çocuklara yönelik öldürme ve tutuklama dahil çeşitli ihlaller gerçekleştiriyor. İnsan hakları kurumlarına destek olacak ve işgal faşizmini ifşa edecek şekilde İsrail'in suçlarının belgelenmesi için çalışmak gerekiyor." dedi.

Sevabite, uluslararası insan hakları kurumlarına da Filistinli çocukları korumak ve desteklemek için çalışması çağrısında bulundu.

Eyleme katılan insan hakları kurumlarına vekaleten konuşan Emira Şa't, bu yıl da 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü'nün "İsrail'in Filistinli çocuklara yönelik tutuklamaları, psikolojik ve fiziki işkencesinin devam ettiği bir zamanda kutlandığına" işaret etti.

Filistinli çocukların, işgalci İsrail'in ihlallerinin bedelini canlarıyla ödediklerini ifade eden Şa't, İsrail'in uluslararası hukuku ihlal ettiğini, çeşitli yöntemlerle çocukları kasıtlı olarak hedef aldığını söyledi.

Şa't, çocuk haklarıyla ilgilenen uluslararası kurumlara, Filistinli çocukları işgalci İsrail ihlallerinden koruması çağrısında bulundu.

Filistin Esirler Cemiyeti, 2022 yılının başından bu yana işgalcilerce yaklaşık 750 çocuğa gözaltı işlemi uygulandığını, 160'ının hala gözaltında olduğunu açıklamıştı.

Filistin Eğitim Bakanlığı da 2022 yılında işgalci İsrail saldırıları sonucu 40 çocuğun öldürüldüğünü kaydetmişti.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.