Gazzeli Hattat Büyük Boy Kur'ân-ı Kerim Yazıyor

Gazzeli hattat Kellub, aylardır sabırla Kur'an-ı Kerim'i büyük boy sayfalara nakşediyor.

Gazzeli hattat Haşim Kellub, aylardır sabırla Kur'an-ı Kerim'i büyük boy sayfalara nakşediyor.

Kur'an-ı Kerim'i uzunluğu 100, genişliği 70 santimetre olan büyük beyaz kartonlara yazan 56 yaşındaki Kellub, yarısını 6 ayda tamamladığı mushafı seneye bitirmeyi ümit ediyor.

Bunun ilk tecrübesi olmadığını, daha önce de uzunluğu 70, genişliği 50 santimetre olan kağıtlara Kur'an-ı Kerim'i yazdığını belirten Kellub, "Zevk almama rağmen Kur'an-ı Kerim'i yazmak kolay bir şey değil. Kasten olmasa da Allah'ın sözünü değiştirmemek adına son derece hassas olunmalı" dedi.

"Hazırladığı büyük boy Kur'an-ı Kerim mushafını yazmaktan gurur duyduğunu" ifade eden Kellub, hobi olarak ilgilendiği hat sanatının aynı zamanda geçim kapısı haline geldiğini, okullar için levhalar hazırladığını kaydetti.

Büyük boyutlu sayfalara yazmanın maddi açıdan külfetli olduğuna dikkati çeken Kellub, sayfa kağıtlarının çok pahalı olduğunu ayrıca özel hat kalemi almak gerektiğini de söyledi.

"Allah'ın sözünü en güzel şekilde yazmak istiyorum" diyen Kellub, çoğu zaman sayfaların heder olduğunu, herhangi bir hatada veya titremede karton değiştirdiğini belirtti.

Mushafı "Hafız Osman Hattı ile hazırladığına" işaret eden Kellub, "Mushafın yazımı tam olarak gelecek senenin ortalarında bitecek. Tamamlandığında Gazze İslam Üniversitesi'ne hediye edeceğim" diye konuştu.

Kur'an-ı Kerim'i yazarak Allah'ın rızasını kazanmayı ümit ettiğini ifade eden Kellub, maddiyatın bunlardan çok sonra geldiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.