Gazzeliler 15 Aydır Süren Saldırılar ve Açlığın Yanında Soğukla Da Mücadele Ediyor

İsrail'in evsiz, yurtsuz bıraktığı Gazze Şeridi'nde zorla yerinden edilen on binlerce Filistinli, yıpranmış çadırlarda ısınma imkanlarından yoksun bir şekilde zorlu şartlarda hayat mücadelesi veriyor.

Geçen günlerde soğuktan ölüm haberlerinin geldiği ve yeni bir soğuk hava dalgasının yaklaştığı Gazze'de, yeni acıların yaşanmasından endişe ediliyor.

Gazze'yi geçen haftalarda vuran soğuk hava dalgası, binlerce çadırın yıkılmasına ve pek çok çadırın su altında kalmasına neden oldu, bu da yerinden edilen ailelerin sıkıntılarını daha da artırdı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA), 5 Ocak'ta yaptığı açıklamada, "soğuk hava ve barınak eksikliği nedeniyle Gazze'de yeni doğan bebeklerin yaşamlarını kaybettiğini ve 7 binden fazla yeni doğanın hayati bakım hizmetlerinden yoksun olduğunu" bildirdi.

"Soğuklar daha fazla ölüm ve acıya neden olabilir"

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, Gazze'deki 135 bin mülteci çadırının yüzde 81'inin, yani 110 bin çadırın kullanılamaz hale geldiğini ifade etti.

Sevatibe, soğuk ve dondurucu hava nedeniyle ölen Filistinlilerin sayısının 8'e yükseldiğini ve bu sayının artabileceğini belirtti.

Sevabite, "İşgalci güçlerce evleri yıkılan mülteciler, soykırımın başladığı günden beri çadırlarda yaşıyor. Yaklaşan soğuk hava dalgaları ve dondurucu koşullar daha fazla ölüm ve acıya neden olabilir." ifadelerini kullandı.

Uluslararası toplumdan ve insani yardım kuruluşlarından "soykırımı durdurmak ve insani felaketin sonuçlarını hafifletmek için harekete geçmelerini" isteyen Sevabite, Arap ve İslam ülkeleri ile uluslararası kuruluşlara "Gazze'deki sivillerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak acil barınma, gıda ve ilaç yardımı sağlamaları" çağrısında bulundu.

İşgalcilerin 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda can kaybı 46 bini aşarken, saldırılar ve yardımların yetersizliği nedeniyle halk açlıkla da mücadele ediyor.

Tel Aviv yönetiminin Gazze Şeridi'ne insani yardım girişini büyük oranda engellediği ve açlığı silah olarak kullandığı belirtiliyor.

İşgalcilerin aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise bugün yaptığı açıklamada Donald Trump'ın 20 Ocak'ta yemin ederek ABD Başkanlığı görevine başlamasının ardından İsrail yönetiminin Gazze'ye insani yardımları "uluslararası hukukun gerektirdiği en asgari düzeye" indireceğini söyledi.

Kaynak: Diyanet Haber

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.