Gazzeliler, İsrail Saldırılarının Bıraktığı Yıkım ve Yokluk İçinde Ramazan'ı Karşılıyor

Gazze Şeridi'ndeki Filistinliler, İsrail'in yaklaşık 16 ay boyunca sürdürdüğü ağır bombardımanla bıraktığı enkazlar arasında ramazan ayını karşılıyor.

Her yıl dünyadaki diğer Müslüman ülkelerde olduğu gibi Filistin'de de büyük sevinç ve çeşitli etkinliklerle karşılanan mübarek ayı Gazzeliler, İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten ateşkesin ilan edildiği 19 Ocak'a kadar sürdürdüğü şiddetli saldırılarının yol açtığı büyük acı ve çilenin ortasında karışlamak zorunda kalıyor.

İsrail'in saldırılarıyla yaklaşık 2,3 milyon nüfuslu Gazze'de yerinden ettiği 2 milyon civarındaki Filistinli, yıkılan evlerinin enkazında, kurdukları çadırlarda veya temel ihtiyaçların bulunmadığı barınma merkezlerinde şiddetli soğuk ve açlık gibi çeşitli zorluklarla mücadele ediyor.

Gazze'de İsrail'in yıkıcı saldırılarından önceki yıllarda ramazan ayının geldiği müjdesi minarelerden duyurulduktan sonra caddeler insanlarla dolup taşıyor, sokaklar ve çarşılar ramazan süsleriyle bezeniyor ve camilerde Kur'an-ı Kerim tilavetleri yankılanıyordu.

Bu kültür şimdilerde Gazze Şeridi'nde eski yıllarda yaşanmış hatıralara dönüşmüş durumda. Çünkü ramazanda duyulan ezan seslerinin yerini yaralıların iniltisi, sokaklardaki insan kalabalıklarının yerini ise İsrail saldırılarında yıkılan evlerin enkazı aldı.

Gazze'de sokakları aydınlatan ramazan fenerleri, bu yıl İsrail saldırılarının enkaza dönüştürdüğü evlerden kalan duvarlara asılıyor.

Felaket bölgesine dönüşen Gazze Şeridi'nde Filistin halkı, tüm yıkım ve acılara rağmen kültürlerine bağlı kalarak, işgale ve saldırılara karşı direniş gösteriyor.

Gazze'de ramazan ayı etkinlileri kapsamında yıkımın olduğu bölgelerde süsleme çalışmalarına katılan gençlerden biri, AA'ya konuştu.

Adını açıklamak istemeyen Filistinli genç, "Renklerden bir hayat çıkarıyoruz, bizler yaşamı seven bir milletiz. Bizler ramazan ayının gelişini güven ve huzurla karşılayan bir milletiz." dedi.

Ramazan tatlısı "taş kadayıfı" satıcıları

Ramazan tatlısı olan "taş kadayıfı" satıcıları, Gazze Şeridi'ndeki yıkım ve büyük çilelere rağmen bu ramazanda da Filistin halkının vazgeçilmezi olan tatlıyla Gazzelileri buluşturma hazırlıkları yapıyor.

Gazze'nin güneyindeki Han Yunus kentinde taş kadayıfı satan Filistinli, "Bu yıl hiç olmadığı kadar zor koşullardan geçiyor, hiçbir insanda sevinç yok ve önceki yıllarda olduğu gibi ramazan ayının gelişini insanların yüzünde göremiyorsun. Önceki ramazanlarda defler çalıyor ve süsler asılıyordu, herkeste bir sevinç görülüyordu ancak bu yıl durum tamamen farklı." diye konuştu.

Filistinli tatlıcı, "Bu yıl en zor ramazanı yaşıyoruz. İnsanlar yıkılmış evlerin enkazı altında şehitler verdi, insanlar acı çekiyor." dedi.

Gazze halkı sevdiklerinin yokluğunda ramazanı karşılıyor

Gazzeliler için bu yılki ramazan, iftar sofralarını şenlendirecek aile toplantılarının olmayışı sebebiyle eskisi gibi olmayacak.

İsrail saldırılarında çok sayıda kişi ailesini sevdiklerini kaybettiği için bu yılki iftar sofralarına onlar değil hatıraları olacak.

İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda 14 bini enkaz altında kaybolanlar olmak üzere 61 binden fazla Filistinli öldü.

Gıda ve su sıkıntısı

İsrail'in ateşkese rağmen insani yardım girişini kısıtladığı Gazze'de Filistinliler, gıda ve su temininde benzeri görülmemiş zorluklar yaşıyor.

Gıda yardımının yetersizliğinin yanı sıra Gazze'ye getirilen ürünlerin fiyatları ise geçim kaynağı kalmayan Filistinlilerin ulaşamayacağı kadar yüksek.

İsrail saldırılarından önce bile temiz suya erişimde zorlukların yaşandığı Gazze'de içme suyu nadir "bir lüks" olarak görülüyor.

Yemek pişirmek için yakacak odun ve kağıt kullanan Gazzeliler için iftar hazırlamak da mücadele edilmesi gereken başka bir zorluk haline geliyor.

Birleşmiş Milletler (BM), 25 Şubat'ta ateşkese rağmen İsrail'in yardım girişini kısıtlaması nedeniyle Gazze Şeridi'nde 6 bebeğin soğuktan ölmesine ilişkin, yardımların ulaştırılmasında "pek çok zorluk yaşandığını" doğruladı.

Yardım girişinin İsrail makamları tarafından kısıtlandığına işaret eden BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, "İnsani yardım alanında çalışan meslektaşlarımızdan anladığım kadarıyla konteyner evlerin ve çadırların içeri sokulmasında pek çok zorluk yaşanıyor. Bazılarını ulaştırmaya devam ediyoruz ama daha fazlasına ihtiyacımız var." ifadesini kullandı.

Ateşkes anlaşmasının ilk aşamasında 200 bin çadır ve 60 bin konteyner evin Gazze'ye girişine izin verilmesi gerekirken, İsrail, anlaşmanın ilk aşamasının sona ermesine az bir süre kalmasına rağmen Gazze'ye konteyner evlerin girişini engellemeye devam ediyor.

Yıkılan camilerin enkazından dualar yükselecek

Daha önce hayat dolu mahallelerin yıkıldığı Gazze Şeridi'nin enkaz haline gelen her köşesi bölgede yaşanan felaketin kanıtını teşkil ediyor.

Gazze halkı yaşadıkları trajediye rağmen inançlarına bağlılığının bir göstergesi olarak enkazda da olsa teravih namazının kılacaklarını ve yıkılan camilerden duaların yükseleceğini belirtiyor.

Gazze Şeridi'ndeki Evkaf ve Diyanet İşleri Bakanlığı verilerine göre İsrail ordusunun saldırılarında Gazze'deki 1244 camiden 1109'u tamamen yıkıldı.

Yüksek fiyatlar ve eksiklik nedeniyle bazı aileler bir öğün yemek yiyor

Gazze'deki hükümetin Medya Ofisi Müdürü İsmail es-Sevabite, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Benzeri görülmemiş fiyat artışları sebebiyle 2 milyondan fazla insan temel gıda maddelerinde ciddi eksiklikten sıkıntı çekiyor. Bu durum günlük hayatı daha da zorlaştırıyor." dedi.

Sevabite, "On binlerce yerinden edilmiş kişi en temel yaşam gereksinimlerinden mahrum kamplarda yaşıyor. İhtiyaçlarını yetersiz olan insani yardımlarla gidermeye çalışıyorlar." diye konuştu.

Gazze'de bazı ailelerin kıtlık sebebiyle günde öğünlerini azalttığını aktaran Sevabite, "Fiyatlardaki benzeri görülmemiş artış ve ürün kıtlığı sebebiyle bazı aileler günlük öğünlerini yalnızca bir öğünle sınırlandırdı. İsrail'in ablukası sebebiyle fiyatlardaki artışın yanı sıra Gazze'deki pazarlar temel gıda maddelerine erişimde de ciddi bir kıtlık yaşıyor." bilgisini paylaştı.

Filistinliler, moloz ve yıkıntıların arasında cuma namazı kıldı

Öte yandan İsrail saldırılarında ağır hasar alan Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Ulu Camii'nde toplanan Filistinliler, moloz ve yıkıntıların arasında cuma namazı kıldı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.