Gazzeliler, İsrail'in Yıktığı Evlerinin Enkazında Hayata Tutunmaya Çalışıyor

Filistinliler, İsrail ordusunun haftalarca bombaladığı Gazze Şeridi'nde yıkılan evlerinin enkazında hayata tutunmaya çalışıyor.

İsrail ordusunun haftalar süren ağır bombardımanında hayatta kalmayı başaran Filistinliler, aileleri ve çocuklarının hatıraları ile dolu evlerinin enkazından ayrılmıyor.

Gazze'deki hükümetin verilerine göre, İsrail ordusunun 7 Ekim'den 24 Kasım'a kadar sürdürdüğü saldırılarda, çoğu kadın ve çocuk 15 binden fazla Filistinli öldürüldü, 50 bin konut tamamen, 250 bin konut ise kısmen yıkıldı veya zarar gördü.

"Evimin enkazından başka sığınacak bir yer bulamadım"

Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus’un Huzaa köyünde yaşayan Filistinli Yasin el-Kara, AA muhabirine, "Benim ve çocuklarımın hatıralarını barındırdığı için yıkılan evimde yaşıyorum. Hatıralarımız ve hayallerimiz burada, yıkılan evde." dedi.

Yedi çocuğuyla birlikte yıkılan evlerinde kalmaya devam ettiklerini söyleyen Filistinli baba, "Evimin enkazından başka sığınacak bir yer bulamadım. Okullarda hastalık oluyor ve temel yaşam gereksinimleri bulunmuyor." diye konuştu.

Kara, İsrail saldırılarında Gazze'deki on binlerce Filistinlinin evsiz kaldığına işaret ederek, şunları söyledi:

"Barınma merkezleri insanlar için uygun değil. Hiçbir hizmet yok, su yok, soğuk havada temizlik olmadan nasıl yaşayabiliriz? Çocuklarım sürekli hasta. Çatışmaların tamamen durdurulmasını ve bu savaş kabusunun sona ermesini umut ediyoruz."

"Şiddetli soğuğa rağmen yıkılan evimizde kalmaya devam edeceğiz"

Filistinli Ümmü Eymen el-Kara da Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) bağlı okullarda temel yaşam ihtiyaçlarının karşılanmadığını, bu nedenle "insani aranın" başlamasından bu yana yıkılan evlerinin enkazında yaşadıklarını dile getirdi.

Filistinli kadın, şöyle konuştu:

"Şiddetli soğuğa rağmen yıkılan evimizde kalmaya devam edeceğiz. Savaşın bitmesini temenni ediyorum. Daha önce evimizde oturuyorduk, şimdi ise yerimizden edildik ancak evimizin enkazında kalmakta kararlıyız."

"Çatışmaların kalıcı olarak bitirilmesi için Gazze’nin yanında olun"

Han Yunus'un doğusunda yaşayan Filistinli İbrahim en-Neccar da 24 Kasım’da "insanı ara" başladığında evlerine döndüklerini ve evi yıkılmış halde bulduklarını anlattı.

Yıkılan evini yeniden inşa edebilmek için Gazze’de çatışmaların tamamen durdurulmasını beklediğini ifade eden Neccar, tüm dünyaya "çatışmaların kalıcı olarak bitirilmesi için Gazze’nin yanında olun" çağrısı yaptı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.