Gazze'ye Özgürlük Filosu İsrail Limanı'nda

İsveç'ten Gazze için yola çıkan ve İsrail'in el koyduğu 'Marianne' adlı gemi, İsrail'in Aşdot limanına getirildi. Alıkonulan Eski Tunus Cumhurbaşkanı Marzuki, Paris'e gönderilecek.

İsrail ordusunun, Gazze ablukasını delmeyi hedefleyen 3. Özgürlük Filosu'na uluslararası sularda müdahale ederek el koyduğu tekne Aşdot limanındaki donanma üssüne getirildi.

Özgürlük filosundan "Marriane" adlı tekneye, Tel Aviv'in güneyinde yer alan üsse getirildiği sırada İsrail gemilerinin eşlik ettiği görüldü.

Üsse getirilen aktivistlerle henüz iletişim imkanı bulunmuyor. Aktivistlerin sorgularının ardından, Tel Aviv'deki Ben Gurion Havalimanı'na götürülerek sınır dışı edilmeleri bekleniyor.

ESKİ TUNUS CUMHURBAŞKANI DA FİLODA

İsrail ordusunun 3. Özgürlük Filosu'na uluslararası sularda müdahalesi sırasında alıkonulan eski Tunus Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Marzuki'nin Tunus'a gitmek üzere Fransa'nın başkenti Paris'e gönderileceği bildirildi.

Alınan bilgiye göre Marzuki, Tunus'taki ofis müdürü Adnan Munassar'la telefon görüşmesi yaparak, bugün sabah erken saatlerinde İsrailli yetkililerin kendisini Paris'e göndereceklerini söyledi.

Munassar telefon görüşmesi sonrası, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Marzuki, İsrailli yetkililer bizleri bugün sabah erken saatlerinde Paris'e göndereceklerini söylediler" ifadesini kullandı.

KATAR'DAN KINAMA

Katar, İsrail ordusunun 3. Özgürlük Filosu'na uluslararası sularda müdahale etmesi ve Tunus eski Cumhurbaşkanı Muhammed Munsif el-Marzuki'nin alıkonulmasını "şiddetle" kınadı.

Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Katarlı yetkililerin İsrail'in ihlalleri ve Gazze sakinlerine ulaşan insani yardımları engellemesi gelişmelerini "kaygıyla" izlediği belirtildi. Açıklamada, Marzuki ve diğer katılımcıların "derhal" serbest bırakılması talep edildi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.