Gebelikte Bulantı ve Kusma Neden Olur ve Nasıl Geçer?

Gebelikte bulantı ve kusma ne zaman başlar ve geçer? Gebelikte bulantı ve kusma neden olur? Gebelikte bulantı ve kusmaya ne iyi gelir? Gebelikte mide bulantısına ve kusmaya neden olan faktörler ve gebelikte bulantı ve kusmanın tedavisi...

Gebelik bulantıları, değişen hormonal sistemin etkisiyle, genellikle sabahları gözlenen ve hâmile kadınların yarısından fazlasını etkileyen bir olgudur.

GEBELİKTE BULANTI VE KUSMA NE ZAMAN BAŞLAR VE GEÇER?

2. haftada başlayıp 6-8. haftalarda azalarak 12.-16. haftadan sonra kendiliğinden kaybolur. Nâdiren gebelik boyunca sürebilir. Şiddetli bulantı ve kusmalar, aşırı sıvı kaybına ve vücudun su-mineral dengesinin bozulmasına sebep olabilir. Bu durumda mutlaka doktorunuzla görüşmelisiniz. Zira bir süre hastahâne ortamında serumla tedâvî ve takip gerekebilir.

Gebelik bulantı ve kusmaları, hem annenin, hem âilenin hayat kalitesini olumsuz etkileyebilir. Bu dönemde yapılan yanlışlardan biri; bebek gıdasız kalmasın denilerek, anneye yemek yeme konusunda baskı yapmaktır. Halbuki bu baskılar, bulantı ve kusmayı tetikleyebilir ve annenin yemeklere karşı isteksizliğini arttırabilir. Bir yandan annenin ve bebeğin beslenmesinin önemli olduğu dönemden bahsedip, diğer yandan anneyi yemek konusunda zorlamayalım diyoruz.

Pekâlâ, anneyi zorlamadan, kusmayı tetiklemeden; özellikle de bulantıların olduğu bir dönemde beslenmeyi nasıl sağlayabiliriz?

GEBELİKTE BULANTI VE KUSMAYA NE İYİ GELİR?

  • Öğünlerinizde aşırı yemek yerine, az az ve sık sık küçük öğünler şeklinde yiyiniz.
  • Çorba gibi sıvı gıdaları, ana öğünler yerine, katı gıdaları aldıktan bir-bir buçuk saat sonra ara öğünlerde tercih ediniz.
  • Hazmı zor olan, bulantı meydana getiren yağlı, kızartılmış besinlerden sakınmalısınız. Kızartmanın ve yağın kokusu bile bulantıya sebep olabilir.
  • Mevsimlik sebze ve meyve yiyebilirsiniz. Ancak, bunları bol suyla yıkadıktan sonra taze olarak tüketiniz.
  • Gece yatmadan önce, oldukça hafif şeyler yemenizin, sabah bulantılarınızı azalttığını göreceksiniz (yoğurt, meyve suyu, ekmek gibi).
  • Yemeklerden sonra, 10-20 dakika dik oturmalısınız. Bu, mide bulantısını azaltacaktır.
  • Sabah uyanır uyanmaz kraker, ekmek ve tahıl ürünlerinden yapılan yiyecekler aldığınız takdirde, bulantınız azalabilir. Bu küçük öğünden sonra bile, bir müddet dik oturmalısınız.
  • Yemek sonrasında, hemen dişlerinizi fırçalamaktan kaçınınız.
  • Uyuduğunuz oda, loş ve iyi havalandırılmış olmalıdır. Yataktan yavaş kalkmalı, ânî hareketlerden kaçınmalısınız.
  • Yemek pişirirken, camı açık tutmalı ve kokuyu atmak için fan kullanmalısınız.
  • Stresten uzak durmaya ve gevşemeye çalışınız. Gün içinde başınızı hafif yüksek tutarak, ayaklarınızı uzatarak dinleniniz.
  • Temiz havada, kısa yürüyüşler yapmak iyi gelebilir.
  • Ekşi, turşu, limon ve benzeri şeyleri yiyip içiniz.

GEBELİKTE BULANTI VE KUSMA NEDEN OLUR?

Çevrenizde, bitkisel çayların bulantıya iyi geldiğini sıklıkla duymuşsunuzdur. Ancak bitki çaylarının da usûlüne uygun kullanılmadığı takdirde, ilaçlar gibi yan etkileri vardır. Bu sebeple dikkatli kullanılmalıdır.

  • Kan şekerinin düşük olması,
  • düşük B6 vitamin seviyeleri,
  • magnezyum ve potasyum dengesizliği bulantıya sebep olabilir.

Bunları, doktorunuzla görüşmelisiniz. Bulantı tedavisinde, kusmayı önleyici ilaçlar, vitaminler ve mineraller tavsiye edilmektedir. Çoğu gebelikte, bulantı ve kusmalar ciddi boyutlara varmamaktadır. Kusma miktarı endişe verici ise, doktorunuzla görüşünüz.

Anne Rahmindeki Mûcize

Kâinatın göz bebeği olan insanın yaratılışı, tefekkür sahipleri için binlerce, belki milyonlarca mûcizevî olayları ihtiva ederken; kendini kör bir tesadüfün eseri zannedenler içinse, sadece “9 aylık” basit bir zaman diliminden ibarettir. Bebeği, bağrına basan anne rahmi, 9. ayın sonunda ağırlığının 20 katına ulaşır. (Doğum öncesi yaklaşık 50-60 gr olan anne rahmi hâmileliğin sonunda 1.000 gr ağırlığa ulaşmıştır.)

Ve doğumdan hemen sonra küçülmeye başlayarak, ilk gün 20. haftadaki büyüklüğüne; takip eden günlerde de küçüle küçüle 6. haftanın sonunda, hâmilelikten önceki boyutuna ulaşmaktadır.

İnsan vücudunda, bu denli büyüyüp tekrar eski boyutuna dönebilen ikinci bir organ daha yoktur. Bugün bilim dünyası, anne rahminin büyüyüp-küçülme hâdisesi karşısında çeşitli teoriler ileri sürmekteyse de; hakikat, insanın acziyetini ifade etmesinden başka bir şey değildir.

Kaynak: Betül Nefise İnal, Şebnem Dergisi, Sayı: 30

İslam ve İhsan

GEBELİK TAKİBİ NASIL YAPILIR?

Gebelik Takibi Nasıl Yapılır?

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME

Gebelik Döneminde Beslenme

EMZİREN ANNELERE TAVSİYELER

Emziren Annelere Tavsiyeler

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.