Genç Dergisinin 205. Sayısı Çıktı

Genç dergisinin 205. sayısı çıktı. Genç dergisinin Ekim 2023 sayısı “Kim ki Kur’an Bilmedi. Sanki Dünya’ya Gelmedi!” kapağıyla yayınlandı.

“Kim ki Kur’an Bilmedi. Sanki Dünya’ya Gelmedi!” başlığıyla çıkan Genç dergisinin 205. sayısının sunuş yazısında, derginin 18. yılı vesilesiyle tasarımdan içeriğe kadar her anlamda yenilendiği belirtildi.

GENÇ DERGİSİNİN 205. SAYISI ÇIKTI

Gençliğin nabzını tutan dosya konularıyla çıkan, usta ve genç yazarların buluştuğu güzide bir mektep olan, gönülleri şenlendiren, dimağları tatlandıran nice kıymetli eseri okuyucuyla buluşturan GENÇ Dergi Ekim sayısıyla birlikte 18. yılında! O artık daha bilgili, birikimli, tecrübeli ve gençliğin dinamizmiyle koşturan bir GENÇ.

  1. yılımız vesileyle tasarımımızdan içeriğimize kadar her anlamda yenilendik, tazelendik. Geride kalan 17 yılda olduğu gibi derdimiz yine “GENÇ” kalmak, gençlerin sesi olmak, nitelikli bir gayret, idealist bir çalışma ortaya koymak. Dergiciliğin bir gönül, ekip ve müktesebat meselesi olduğuna inanarak yolumuza devam ediyoruz.

GENÇ’te müjdeler bitmez. Her sene yeni kampanya döneminde sadra şifa olacak, akla ufuk verecek bir eseri okuyucularımıza hediye etmeyi çok seviyoruz. Bu dönemki hediyemiz, Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin kaleminden “İslam Tefekkür Ufku”

Her ay mühim bir meseleyle konuk oluyoruz gönlünüze. Bu ayki dosyamız Kur’ân heyecanını gündeme getirmek için özenle hazırlandı. Çünkü biliyoruz ki Kur’ân kültürü olmayan bir hayat eksiktir, donuktuk, tatsızdır, anlamsızdır. Biz inananlar; Kur’ân’la tazeleniriz, Kur’ân’la yenileniriz, Kur’ân’la coşarız. Yunus Emre Hz.’nin buyurduğu gibi, kim ki Kur’ân bilmemişse sanki dünyaya gelmemiş demektir.

Gündemi okumak, takip etmek bir genç için çok mühim. Nurcan Doğan’ın hazırladığı, gündeme dair özgür, özgün yaklaşımlar içeren genç tarzı haber bülteni “Neler Olmuş Öyle?” sayfalarımız arasında. “Vefa” köşesinde hatıralarını yazmaya devam ediyor Süleyman Ragıp Yazıcılar. Mehmet Yüzücü, “Anadolu Postası” köşesinde Cahit Zarifoğlu’nu mercek altına aldı. Tülay Gökçimen, Rohingyalı Müslümanların sığındığı en büyük kamp olan Cutubalang Kampı’nı samimi kalemiyle satırlara döktü.

Karz-ı Hasen Vakfı başkanı, Mavera Eğitim ve Sağlık Vakfı mütevelli heyeti başkanı ve yönetim danışmanı Mehmet Koca ile Karz-ı Hasen Vakfı, evlilik, aile ve başarı üzerine konuştu Hanife Palta. Talha Boyalık; gençler için koşturan bir öncü, aynı zamanda öğretmen. Kendisiyle gençlik çalışmalarındaki samimiyetin anahtarları üzerine muhabbet etti Serdar Kesik.

Tuğçe Şifa Zorlu, gönle dokunan, kalpten vuran yazılar kaleme alıyor “Turnusol Kâğıdı” köşesinde. Emre Topoğlu, “İzi Kalır” köşesinde güzel bir iz bıraktı yeni sayımızda. Muhammed Esat Altıntaş, gençlere yeni ve güzel tekliflerle geliyor “Bir de Böyle Baksak” köşesinde. “Şifahane” köşesinde dimağımızı tatlandıran, gönlümüzü güzelleştiren cümleler sunuyor Abdullah Uçar.

Prof. Dr. Soner Duman, “Kafadaki Sorular” köşesinde gençliğin sorularına gençliğin dilinden yanıtlar veriyor. S. Bilgehan Eren, gençler için mühim konuları “Fikr-i Firari” köşesinde mercek altına alıyor. Şeyma Üstün, gündelik hayata dair durumları irdeliyor “Gündelik Hayatın İzinde” köşesinde. “Derkenar” köşesinde güzel yazılarına devam ediyor Fatih Duman.

“En Güzel İnsan’ın Hayatı” köşesinde En Güzel’den hayatımıza yansıyan güzellikleri anlatıyor Mehmet Lütfi Arslan. “Dertli Sözlük” köşesinde dertlerimizi konu alıyor, Dertli Sözlük yazarlarına soruyor Nursena Pancar. “Kelimenin Hikâyesi” köşesinde kelimelerin serencamını anlatıyor Erhan İdiz.

Hande Berra gezdiği diyarlarda biriktirdiği hatıraları ve heybesine koyduklarını paylaşıyor “Gezi-Yorum” köşesinde. Burak Genç, “Sanat Defteri” köşesiyle kültür sanat dünyasının nabzını tutuyor, kıymetli tavsiyeler sunuyor. Süleyman Çınar, “Tecrübe Konuşuyor” köşesiyle gençlerin gönlündeki sorularla büyüklerin tecrübeleri arasında köprü olmaya çalışıyor.

Ayrıca ülkemizden, gönül coğrafyamızdan ve dünyadan özgün yaklaşımlarla hazırlanmış haberlere, kültür sanattan bilim teknolojiye, yazılardan röportajlara birçok güzide içerik GENÇ Dergisi'nde sizleri bekliyor.

Daha fazlası için GENÇ’in yeni sayısını almayı, çevrenize duyurmayı unutmayın, unutturmayın.

GENÇ Dergisi, Ebedi Gençlik Dergisi...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.