Genç Dergisinin 215. Sayısı Çıktı

Genç dergisinin 215. sayısı çıktı. Genç dergisinin Ağustos 2024 sayısı “Her Halinle Güzelsin; Estetik Zorbalığın Kurbanı Olma!” kapağıyla yayınlandı.

“Her Halinle Güzelsin; Estetik Zorbalığın Kurbanı Olma!” başlığıyla çıkan Genç dergisinin 215. sayısı dopdolu içeriğiyle çıktı!

HER HALİNLE GÜZELSİN

GENÇ Dergi’nin Ağustos sayısı dopdolu içeriğiyle çıktı! Toplumumuzun nabzını tutarak gençlerin gönlüne takılan, zihnini bulandıran mevzulara bir çözüm aramaya çalışıyoruz.  Bu sayımızda da son dönemlerde muzdarip olduğumuz bir konu var masamızda: “Her Halinle Güzelsin, Estetik Zorbalığın Kurbanı Olma!”

Rabbimiz güzeldir ve güzeli sever. Bizler de güzelliği seven bir ümmetiz, güzelin peşindeyiz. Vazifemiz de güzel bir ömür sürmek ve güzel bir şekilde cennete girmeye hak kazanmaktır. Fakat bugün, güzelliğin algılanış biçimi değişmiş ve farklılaşmış durumda. Son zamanlarda özellikle sosyal medyada kalbimizi perişan eden pek çok kötü habere maruz kaldık.

Fıtratın bozulmaya çalışıldığı, yapay olanın doğal olandan daha çok ilgi gördüğü bir çağdayız. Doğal olanı müdahalelerle daha güzel hale getireceğimiz yanılgısına çokça ve her alanda düşüyoruz. Özellikle gençler arasında kendini sevmeme, kendini beğenmeme ve kendini değersiz hissetme hâli yaygınlaşıyor.

Günümüzde vücuduyla kavgalı insanların sayısı giderek artıyor. Neredeyse her köşe başında, “gelin estetik ameliyat yapalım da moraliniz düzelsin, hayata yeniden doğmak için bize uğrayın” anonsları yapılıyor. Bu sayımız, hem hakiki güzelliğin ipuçlarını sunuyor hem de gittikçe yaygınlaşan ve bir çeşit zorbalığa da dönen estetik ameliyatlar konusunda farkındalık meydana getirmek istiyor.

Serdar Kesik, “Haberin Var Mı?” köşesinde gençliğin dilinden, özgün yaklaşımı ve özel seçkisiyle dünyanın dört bir yanından farklı haberleri sunuyor. “Vefa” köşesinde hatıralarını yazmaya devam ediyor Süleyman Ragıp Yazıcılar. Mehmet Yüzücü, “Anadolu Postası” köşesinde Muhammed Ali’yi mercek altına aldı. Tülay Gökçimen, samimi kalemiyle yerinden edilenleri satırlara döktü. Farklı konularla bizlere farkındalık sunuyor “Derdime Derman Ararım” köşesinde Haşim Akın.

Davetçi, hattat ve Heybe kitabının yazarı Ozan Ay ile birçok alana dair konuştu Burak Çetik. Kayseri Atlas Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde yönetici olarak görev yapan Zeynep Kekeç ile özel eğitim gören çocuklar, ebeveynleri ve rehabilitasyon merkezinde verilen hizmetler üzerine güzel bir söyleşi yaptı Hanife Palta Tektaş. Fikir insanı, yazar Mehmet Akif Çeç Beyefendi ile son çıkan “Modernlikten Geleneğe Paradokstan Paradigmaya” kitabı ile alakalı söyleşi yaptı Şehadet Özek.

Tuğçe Şifa Zorlu, gönle dokunan, kalpten vuran yazılar kaleme alıyor “Turnusol Kâğıdı” köşesinde. Emre Topoğlu, “İzi Kalır” köşesinde güzel bir iz bıraktı yeni sayımızda. Muhammed Esat Altıntaş, gençlere yeni ve güzel tekliflerle geliyor “Bir de Böyle Baksak” köşesinde. “Şifahane” köşesinde dimağımızı tatlandıran, gönlümüzü güzelleştiren cümleler sunuyor Abdullah Uçar. Prof. Dr. Soner Duman, “Kafadaki Sorular” köşesinde gençliğin sorularına gençliğin dilinden yanıtlar veriyor. S. Bilgehan Eren, gençler için mühim konuları “Fikr-i Firari” köşesinde mercek altına alıyor. Şeyma Üstün, gündelik hayata dair durumları mercek altına alıyor “Gündelik Hayatın İzinde” köşesinde. “Derkenar” köşesinde güzel yazılarına devam ediyor Fatih Duman. “Bir de Böyle Düşün!” köşesinde yeni bir düşünce ufku sunuyor Fatih Sultan Semiz. “En Güzel İnsan’ın Hayatı” köşesinde En Güzel’den hayatımıza yansıyan güzellikleri anlatıyor Mehmet Lütfi Arslan.

“Heybe” köşesinde gençliğin dilinden gençliğe sesleniyor Kürşat Karaca. “Sağlık Olsun” köşesinde sağlığımıza iyi gelecek tavsiyeler sunuyor Abdülsamet Koçyiğit. Hande Berra gezdiği diyarlarda biriktirdiği hatıraları ve heybesine koyduklarını paylaşıyor “Gezi-Yorum” köşesinde. Burak Genç, “Sanat Defteri” köşesiyle kültür sanat dünyasının nabzını tutuyor, kıymetli tavsiyeler sunuyor. Süleyman Çınar, “Tecrübe Konuşuyor” köşesiyle gençlerin gönlündeki sorularla büyüklerin tecrübeleri arasında köprü olmaya çalışıyor.

Gamze Özbayrak, Seher Altınpınar, Cafer Durmuş, Arzu Karabal, Adem Özköse, Elif Kapucu, Fatma Hanedan, Osman Bilal Yanardağ, Mürşide Betül Çınar, Ayşe Altıntaş yazılarıyla sayfalarımız arasında…

Ayrıca ülkemizden, gönül coğrafyamızdan ve dünyadan özgün yaklaşımlarla hazırlanmış haberlere, kültür sanattan bilim teknolojiye, yazılardan röportajlara birçok güzide içerik GENÇ Dergisi’nde sizleri bekliyor.

Daha fazlası için GENÇ’in yeni sayısını almayı, çevrenize duyurmayı unutmayın, unutturmayın.

GENÇ Dergisi, Ebedi Gençlik Dergisi...

Dergiyi temin etmek için tıklayınız...

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.