Genç Yaşta Saç Beyazlamasının Nedenleri Nelerdir?

Saçların genç yaşta beyazlaması, genç yaşta sigara içenlerde görülebildiği gibi özellikle kalp damar hastalıklarına yatkınlığın göstergesi de olabilir.

Genç yaşta saçların beyazlamasının, genç yaşta sigara içenlerde görülebildiği, bunun yanı sıra özellikle kalp damar hastalıklarına yatkınlığın ve kemiklerde zafiyetin göstergesi olabileceği de belirtildi.

ERKEN AKLAŞMA

Türk Dermatoloji Derneği üyesi Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Hatice Erdi Şanlı, saç sağlığının bozulmasının ve erken aklaşmanın, vücuttaki farklı hastalıkların belirtisi olabileceğini söyledi.

Saç beyazlamasının, yaş ve genetik faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan kıl folliküllerindeki melanosit kök hücre kaybıyla ilgili doğal bir süreç olarak tanımlandığını ifade eden Şanlı, bu durumun genellikle her geçen gün ilerleyerek arttığını ve kalıcı olduğunu vurguladı.

SAÇ BEYAZLAMASI NE ZAMAN OLUR?

Şanlı, saçlarda beyazlama ile bazen çok genç yaşlarda, hatta çocukluk çağında bile karşılaşılabildiğine dikkati çekerek, bunun ”erken beyazlanma” ve “prematür beyazlanma” diye isimlendirildiğini anlattı.

Ağarmanın kronolojik yaş, ırk ve cinsle yakından ilgili olduğuna işaret eden Şanlı, “Genellikle beyaz ırkta 30'lu yaşlarda, siyahi ırkta 40'lı yaşlarda başlar. Yapılan çalışmalarda, 50 yaş üzerindeki insanların yüzde 6-23'ünde saçların yüzde 50'sinin beyazlaştığı görülmüştür. Saçlarda erken beyazlaşmaysa beyaz ırkta 20 yaş altı, Asyalılarda 25 yaş altı, Afrikalılarda ise 30 yaş altı olarak kabul edilmektedir” bilgisini verdi.

SAÇ BEYAZLAMASI NEDEN OLUR?

Saçların erken beyazlamasında genetik faktörlerin etkili olduğunun altını çizen Şanlı, şöyle konuştu:

“Ancak bazı sistemik hastalıklar veya deriyle ilgi hastalıklar da saçlarda erken beyazlanma yapabilir. Vücut derisinin rengini oluşturan maddenin (pigment) kaybı nedeniyle, cildin beyazlaşması şeklinde seyreden bir hastalık olan vitiligo, erken yaşlanma sendromları, tiroid bezinin yeterli çalışamamasıyla ortaya çıkan hipotiroidi gibi hastalıklarda görülebilir. Son yapılan çalışmalar, erken saç beyazlamasının genç yaştan itibaren sigara içenlerde görülebildiğini ortaya koydu. Bunun dışında kalp damar hastalıklarına yatkınlığın ve yine osteopeni denilen kemiklerde zafiyetin bir belirteci olabileceği de saptandı.”

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.