Gençken Kendine Sorman Gereken 12 Soru

Bir genç sabah uyandığında kendisine hangi soruları sormalı ve cevapları vermeli? Gençlere 12 maddede kendisine sorması gereken soruları sıralıyoruz.

  1. Bu sabah hayat defterimi nasıl açtım? Bana yeni bir gün lûtfeden Rabbime şükredebildim mi?
  2. Bugün dilimi, boş ve lâubâlî konuşmalardan, yalan ve dedikodudan, gıybet ve münâkaşadan ve bir gönlü kırıp ona diken batırmaktan muhâfaza edebilecek miyim?
  3. Bugün, Yaratan’dan ötürü yaratılanlara şefkat, merhamet ve muhabbet nazarıyla bakabilecek miyim?
  4. Bugün Allâh’ın bana ihsân ettiği nîmetleri kimlerle ve ne kadar paylaşabileceğim? Zira Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyuruyor:

    “İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.” (Beyhakî, Şuab, VI, 117)

  5. Bugün bir mü’mini sevindirmenin kalbî hazzını tadabilecek miyim? Bir kederliyi tesellî edip ona tebessüm ettirebilecek miyim? Bir gönül kazanabilecek miyim?
  6. Bugün hidâyete muhtaç insanlara dilimle, hâlimle ve kalbimle ne kadar yardım edebileceğim? Onlara emr bi’l-ma’rûf ve nehy ani’l-münker’de bulunup hidâyetleri için duâ edebilecek miyim? Onlara hâlimle de bir “müslüman kimliği” sergileyebilecek miyim?
  7. Bugün Allah için bir dost kazanabilecek miyim? Kaç dostumla dostluğumu tazeleyebileceğim?
  8. Bugün şahsî kusur ve zaaflarımdan kurtulmak için bir Hak dostuna başvurabilecek miyim? Yine bugün bir Allah dostuyla veya sâlih insanlarla beraber olmaya gayret edebilecek miyim? Bunun yanında fâsık ve fâcirlerle beraberlikten kalbimi koruma endişesi taşıyabilecek miyim?
  9. Bugün ilmimi artıran, irfânımı geliştiren herhangi bir hizmet veya faâliyet içinde bulunabilecek miyim?
  10. Bugün yediğimin, içtiğimin, giydiğimin helâl mi, şüpheli mi, haram mı olduğuna dikkat edebilecek miyim?
  11. Bugün bana Allâh’ın en büyük nîmeti olan Kur’ân-ı Kerîm’den kaç sayfa okuyacağım? Orada bana verilen mesajları tefekkür ederek mûcibince amel edebilecek miyim?
  12. Bugün bana kötülük yapan, sert ve kaba davranan bir kişiyi affedip ona ihsanda (iyilikte) bulunabilecek miyim?

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Genç Dergi, Sayı: 98

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.