Gençlere Müjdeler Olsun!

Bir ömrün en cevval, en hareketli ve bereketli mevsimi “gençlik çağı”dır. Bu nedenle gençliğin kıymetinin bilinmesi gerekiyor.

Cenâb-ı Hakk’ın kullarına ihsan ettiği nîmetlerin en büyüklerinden biri, ömürdür. Çünkü biz ömür sayesinde var olduk, ilâhî saadet yolu olan cenneti bu ömürle kazanacağız; Allâh’ı tanımak, O’nu sevmek ve O’na kul olmak için ömre muhtacız. Ama ömür, bazen insanın sonsuz saadetine, bazen de sonsuz felaketine yol açabilir. Bu da ömrü kullanabilmeye bağlıdır.

Bir ömrün en cevval, en hareketli ve bereketli mevsimi, “gençlik çağı”dır. Çünkü gençlik; çalışkanlık, zindelik, cesaret, sağlık ve heyecan demektir. Eğer bir insan, çocukluk ve gençlik dönemini güzel bir şekilde değerlendirirse, bundan sonraki hayatını sağlam temeller üzerine atmış olur. Bu sebeple gençlik, âdeta bir ömre bedeldir.

GENÇLİK GÜNLERİNİ GANİMET BİL!

Mevlânâ Hazretleri -kuddise sirruh- şöyle buyurur:

“Ne mutlu o kişiye ki, gençlik günlerini ganimet bilir de kulluk borcunu öder. Yani dînî ve insanî vazifelerini yerine getirir. Bedeni sapasağlam iken, yüreğinde de, vücudunda da güç ve kuvvet varken kulluğunu îfâ etmek gayreti içinde olur.

Zira o gençlik çağı, yemyeşil, ter ü taze bir bağa benzer. Bol bol meyveler verir. İhtiyarlıkta beden, çorak toprak gibi gevşer, dökülür. Çorak bir tarla­dan da hiçbir vakit hoş bir bitki yetişmez.”

Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de gençliğin kıymetinin bilinmesi gerektiğini hatırlatır:

“Allah çocukça (lâubâlî) davranışları olmayan, hayra yönelip hevâ ve hevesi terk eden, vakar sahibi olgun genci sever.” (Ahmed, IV, 151)

“Allah Teâlâ, gençliğini Allâh’a itaat yolunda geçiren genci sever.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 65/1867)

GENÇLİK BİR HAZİNE

Genç kelimesi, Farsça’da “hazine” demektir. Gerçekten gençliği bir hazine olarak bilip değerlendirmek; onu kendimiz ve insanlık için hayırlı işlerle geçirmek insanı iki cihanda zengin kılar. Bunu ihmal etmek ise ağzına kadar dolu bir hazine sandığını kaybetmek ve eli boş bir şekilde pişmanlıkla ömür sürmek demektir.

Gençlik, ekip biçme vaktidir; ömrün ilerleyen yılları ve âhiret; bu ekip biçilenin hasat vaktidir. Merhum Ali Fuat Başgil şöyle demiştir:

“-Gençliğini eğlenmekle geçiren, ihtiyarlığını ağlamakla geçirir.”

İnsanın vaktini güzel meşgalelerle değerlendirmesi, çevresindeki sâlih ve sâdık arkadaşlarla kolaylaşır. Çünkü iyi arkadaşlar, insanı iyiliğe yöneltir, en azından kötü iş ve eğlencelerle vaktini öldürmesine mani olur.

Allah Teâlâ, bu dünyada herkesin çalıştığının karşılığını verecektir. “Boş vakit” kavramını unutacak kadar hayırlı işlerle meşgul olan kimseye, Allah rızâsını ikram eder. Sohbetimizi merhum Mehmed Âkif Ersoy’un şu mısralarıyla bitirelim:

Zannetme ki ecdâdın asırlarca uyurdu,

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıt’ada yer yer kanayan izleri şâhid,

Dinlenmedi bir gün o büyük şanlı mücâhid!..

Kaynak: Zâhide Topcu, Şebnem Dergisi, Sayı: 163

İslam ve İhsan

PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN GENÇLİK YILLARI

Peygamber Efendimiz’in Gençlik Yılları

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.