Gençlere Özel İslami İlimler Merkezi

Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı bünyesinde hizmet veren Suffe Meclisi İslami İlimler Merkezi, İslami ilimler eğitimi almak isteyen örgün ilahiyat erkek öğrencilerine yönelik yeni dönem eğitimleri için 14 Eylül 2018 Cuma gününe kadar kayıt alıyor.

İlim tahsil etmek ve kadim eserlerden temel kitapları okuyarak üniversiteyi tamamlamak isteyen öğrencilere kapılarını açan Suffe Meclisi İslâmî İlimler Merkezi, 2018-2019 öğretim yılı kayıtlarına devam ediyor.

Suffe Meclisi, bu sene 20 öğrencilik kontenjanı ile fakültelerin örgün bölümünü kazanan birinci öğretimde okuyacak olan erkek öğrencilerin kayıt yaptırabileceği İslami ilimler programı kayıtları 14 Eylül 2018 Cuma günü sona erecek. Kayıt yaptırmaya hak kazanan öğrencilere, ilim tahsil etme imkanının yanında Türkçe ve Arapça eserlerden müteşekkil geniş kütüphane, temel eserleri yakından tanıma, literatür ve kaynaklara dair geniş yelpaze, akademik seminerler, konferanslar, ibare ve metin tahlilleri gibi olanaklar da sunuluyor. Bunun yanı sıra konaklama ve sosyal aktivitelerle birlikte tamamlayabilecekleri bir fakülte süreci için sağlıklı zemin hazırlanıyor.

Kuruluşunun üzerinden altı sene gibi kısa bir süre geçmesine rağmen birçok öğrenci mezun eden Suffe Meclisi, akademinin ilim ve fikirle harmanlandığı yeni medrese olarak kendini tanımlıyor. Mezun olan talebelerinin lisansüstü çalışmalar ve akademik personel olarak ilim tahsiline devam edebilecekleri imkânları elde etmesine zemin hazırlayan bir müessese olarak hizmetlerine ve çalışmalarına devam ediyor.

SUFFE MECLİSİ’NİN GAYESİ NEDİR?

Müstakim bir nesil yetiştirmeyi esas mesele telakki eden Suffe Meclisi İslâmî İlimler Merkezi, Süleymaniye’nin, Selimiye’nin ve Fatih Medreselerinin yeniden neşv-ü nemâ bulmasının yollarını arıyor.  Suffe Meclisi, “ibâre ve metnin” ifadeye dönüştüğü; ilim, fikir ve hareketleriyle; muhalled eserleriyle; ümmetin problemlerini dert edinmesiyle kadim ulemanın açtığı yolu yön telakki eden bir medrese olma özelliğine sahip.

Suffe Meclisi, Hz. Mustafa’nın (s.a.v.) sünnetini hayatın tüm şubelerine teşmil etme, yıkılmaya ve zedelemeye çalışılan ehl-i sünnet omurganın, yeniden hayata hâkim olmasını temin edebilmeye talip olduğunu belirtiyor. Tefsir’de son sözü yine Beydâvîlere, Ebussuudlara; Fıkıh’ta Ebû Hanifelere, Şâfîlere, Serahsîlere; hadis’te Buhârîlere, Müslimlere; Kelam’da Cürcânî, Teftezânîlere vermeyi; Süleymaniye ve Fâtih kütüphanelerine asıl maksadına müncer olarak yeniden girebilmek; hayatı oradan okuyabilmeyi gaye ediniyor.

SUFFE MECLİSİ İSLAMİ İLİMLER MERKEZİNDE DERSLER

Suffe Meclisi İslâmî İlimler Medresesi, Aziz Mahmut Hüdâyî Vakfı bünyesinde yer alan, İslâmî İlimlere dair kadim Arapça eserlerin “medrese usûlü”  olarak okutulduğu ve müstakil bir fakülte hüviyeti arz eden ilmi ders halkasıdır.

Muhtevası itibariyle Sarf, Nahiv, Mantık, Belâgât ve diğer “âlet ilimlerinin” yanı sıra Tefsir, Hadis, Fıkıh ve Usulleri, Akâid ve Usûl-ü Fetva gibi “âlî ilimleri” ders olarak okutuluyor. Ders saatleri, fakültelerin ders saatlerine göre tayin edilmekte olup yaklaşık olarak 16.00’da başlıyor.

İSLAMİ İLİMLER PROGRAMININ İŞLEYİŞİ

Her öğrenim dönemi, sınırlı sayıda yeni talebe alan Suffe Meclisi’nde dersler fakültelerin akademik takvimi esas alınarak derslere başlanıyor. İzin tarihleri sınırlı olup bayram izinleri hariç kış tatilinde 1 hafta; yaz tatilinde 2 hafta olacak şekilde izin yapılıyor. Böylece tüm sene boyunca derslere ara verilmeden devam edilmekte olup 5 senelik program ve müfredata riayet ediliyor. Dersler haftanın 6 günü devam ediyor olup sadece pazar günleri ders yapılıyor. Konferans, seminer, gezi-faaliyet gibi aktivitelerle zenginleştirilen programda öğrencinin ilmî, fikrî, vicdânî ve hissî gelimine de önem veriliyor.

Böylece, ikinci bir fakülte olarak değerlendirilebilecek Suffe Meclisi, sınırlı zaman olan 5 senelik fakülte sürecini hakkını verecek şekilde ikmal etmeyi hedefliyor.

SEMİNER, KONFERANS VE OTURUMLAR

Okullarda tartışılmakta olan ve ilahiyat talebesini yakından ilgilendiren tarihsellik, hermenotik, modernizm gibi “müesses İslam nizamına karşı modern zaman mes’elelerine” dair öğrencilere bilgi verilmekte; konuyla alakalı mülahazalar yapılıyor. Alanında söz sahibi hocaların iştirak ettiği seminer ve oturumlarla öğrencilerin yeterli bilgiyi elde etmesi hedefleniyor.

Arapça okunan muhalled eserlerin yanı sıra öğrencilere; tahayyül melekesi kazanabilme, kendi dilini en iyi şekilde kullanabilme, fikrî olarak kendini ilerletebilme ve kendi kaynaklarına vakıf olabilmek adına Türkçe eserlerden oluşan kütüphane imkânı da sunuluyor. İlimde, fikirde, harekette ve meseleye bakışta kadim ulemamızın duruş ve tutumunun yanı sıra Necip Fazıl’ın, Sezai Karakoç’un tefekkürünü; Rasim Özdenören’in gündemi tahlil edip “Müslümanca düşünüşünü”, Samiha Ayverdi’nin, Dursun Gürlek’in “Kültür dünyamıza kattıkları ve kendi dilimizin zenginliğini”, İsmet Özel’in “Üç Meselesi”nde dikkat çektiklerini idrak edebilmek adına söylediklerini ve kaleme aldıklarını öğrencilerin yakından tanıması için seferber olunuyor.

Suffe Meclisi İslâmî İlimler Merkezi, başkenti İstanbul olan büyük ilim ve fikir atlasının kendi ayakları üzerinde durabilmesi ve düştüğü yerden kalkabilmesi için kendi karargâhlarımız olan medrese ve kütüphanelerimizi hayata dâhil etmenin ve hayatı yeniden tanzim edebilmenin yollarını arıyor.

İlim tahsili için yola çıkacak, gayret edecek, Allah Teâla’nın dinine “ilimle” hizmet edecek, kadim eserleri tozlu raflardan indirip insanlığın hizmetine sunacak gençleri arıyor.

Suffe Meclisi İslami İlimler Merkezi’ne online başvuru için tıklayınız.

İLETİŞİM BİLGİLERİ

Kayıtlar ve dersler hakkında detaylı bilgi ve iletişim için;

Tel: 0.216 201 28 38 - 0.538 524 46 10

E-posta: suffemeclisi@gmail.com

Web: www.suffemeclisi.org

SOSYAL MEDYA HESAPLARI

facebook.com/suffemeclisi

twitter.com/suffemeclisi

instagram.com/suffemeclisi

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.