Gençlere Vatan ve Millet Sevgisi Nasıl Kazandırılır?
Musa Topbaş Hocaefendi'nin hayatından misallerle; gençlere vatan ve millet sevgisi nasıl kazandırılır?
VATANIN KORUNMASI FEDAKÂR GENÇLİĞİN YETİŞMESİNE BAĞLI
Mûsâ Efendi -kuddise sirruh-, yeni yetişen nesilde fedâkârlık ruhunun yeterince gelişmediğini görür ve üzülürlerdi. “Din, vatan, bayrak ve milletin korunması, ancak fedâkâr bir gençliğin yetişmesine bağlıdır”, diyerek, bu uğurda elinden ne gelirse yapmaya gayret ederlerdi.
Hatta İslâm ve Türk tarihinden kahramanların örnek fedakarlıklarının anlatıldığı “İslâm Kahramanları” isimli üç ciltlik kitabı, bunun için kaleme almışlardı. Nitekim kitabın giriş kısmında bu niyetlerini şöyle dile getirmişlerdir:
GENÇLER KİTAP OKUMALI
“Günümüzde bu eseri okumaya çok ihtiyaç olduğu kanaatinde olduğumuz için, kahramanlık derleyen eserlere müracaat edildi. Cenâb-ı Hakk’ın izni ile verimli neticeler alındı. Bu kitaptan kadın-erkek, genç-ihtiyar, her meslek erbâbı istifâde edeceklerdir. Çünkü bunlar hayal mahsulü değil, tarihe mal olmuş hakiki kahramanlık ve fedâkârlık menâkıplarıdır.
Sebat ederek okunduğu takdirde o kahramanların hayatını okudukça, onlara karşı, sevgimiz, takdîrimiz tezâyüd eder, onların o tertemiz Hak uğrunda mallarından, canlarından geçtiklerini görür, kendimizde onlar gibi şerefli bir hayatı düstûr etme arzusu belirir. Zaman gelir bu okuduğumuz menâkıplardan gönlümüzde huzur hâli teessüs eder. Korku kalpten çıkar, icap ederse din ve vatan uğruna ecdâdımız gibi, canımızı, malımızı seve seve fedâ etmeye hazır olmuş oluruz”
Müslümanlık adına vatan ve millete duyarsız kalmanın büyük bir gaflet olduğunu sık sık hatırlatırlardı. Buyururlardı ki:
“Hakiki müslüman, ailesini, büyüklerini, yurdunu ve bayrağını sever, insanlara karşı yumuşak davranır ve imkân buldukça herkese yardım eder”
PARTİCİLİKTEN UZAK DURMALI
Particilik ve hizipçilikten şikayetçiydiler. Yakınlarını ve sevenlerini bu alandan uzak tutmaya çalışırlar ve bu konuda da şöyle bir ölçü koyarlardı:
“İfrattan, tefritten, hizipçilikten, particilikten kaçınmalıyız. Bazı çalışmalara ifrat derecesinde bağlanıp namazı terkedecek şekilde onun peşine düşmek de mahzurludur. Biz hayrı şundan veya bundan değil, Cenâb-ı Allah’tan bekleriz. Ama ehlini severiz, sırası geldiği zaman desteğimizi veririz. Her işin ehli vardır, onun ehli de işleriyle meşgul olsunlar”.
Muhterem Üstâz, câhil ve görgüsüz bir gençlik yerine, bilgi ve irfan ehli bir neslin yetişmesi gereğini her fırsatta dile getirir, kendisi de bu uğurda üzerine düşeni yapardı.
MUSA EFENDİ'DEN GENÇLER İÇİN KİTAP FONU
Meselâ her yıl düzenli olarak özel infak fonu içerisinden “kitap fonu” diye önemli bir miktar ayırır ve bu fondan ilgili gençlere yüzlerce kitap hediye edilmesini temin ederdi. Üniversite bitirmiş olan gençlere Osmanlı tarihi ile ilgili kitapları, tarihi kahramanların menkıbelerinin anlatıldığı kitapları alır, gittiği yerlerde onları hediye ederdi. Arabalarında bu nevi kitapları sürekli olarak bulundururlardı. Hatta “Bir kitap her zaman bir çikolatadan kıymetlidir. Bir çikolatayı verirsiniz ama birkaç günde biter, kitap ise nesillere kalır” buyururlardı.
Gönlünün arzuladığı vasıflara sahip gençleri gördüğü zaman neşesi artar, onlara ayrı bir teveccühü olurdu.
Dil çok mühim! Dil halkın târihi hâfızası, dil milletin varlığının esâsı! Dil, kısaca diyecek olursak, milletin özü! Bu yüzden de onu unutturmaya çalışıyorlar. Şimdi arşivlerde, kütüphânelerde eski harflerle kaleme alınmış çok kıymetli eserler var. Genç nesil mâzisinden kopmuş bir halde, geçmişinden, soyunun târihî gayretinden habersizdir.
Ey bugünün münevver Türk gençliği!
Tarihini iyi öğren! Kütübhanelerdeki eski eserleri oku! Bilgini çoğalt. Eski Türk Osmanlıca harflerini bilmiyor isen, çalış öğren, bilhassa Kur’an-ı Kerim’i kolaylıkla okuyabilenler, beş altı ayda kolaylıkla öğrenebilirler. Zannedildiği gibi zor değildir. Cenâb-ı Hakk’ın izni ile kısa zamanda istenilen netice elde edilir”.
Kaynak: musatopbas.com
YORUMLAR