Gençlerin Ruhuna Girecek Damar
Sohbet halkalarını gençlerle besleyip genişletmek îcâb eder. Zira gençlikle meşgul olmak, çok ehemmiyetlidir. Gençlik, en kıymetli hayat hazinesidir. O elde iken hak yolunda harcanmalı ve bir ânı bile ziyan edilmemelidir.
Efendimiz en çok gençlerle meşgul olurdu. Yaşlılarla da alâkadar olmak gerekir, fakat istikbâl bakımından gençlere daha çok ehemmiyet vermek lâzımdır. Zira bir milletin istikbâlini görebilmek kerâmet değildir.
Bunu teşhis için gençlere bakmak kâfîdir. Eğer onlar, güç ve enerjilerini hayır, mâneviyat ve fazîlet yoluna sarf ediyorlarsa, o milletin istikbâli aydınlıktır. Bunun aksine, enerjilerini kaba kuvvete ve nefsâniyete sarf ediyorlarsa, âkıbet hazin demektir.
Bu sebeple, gençlerin rûhuna girecek bir damar bulup, onlara sohbetleri sevdirmek ve sohbet rûhunu aşılamak lâzımdır. Bunun için de sohbeti gençlerin de hâlet-i rûhiyesine göre tanzim etmeli; ayrıca onları sık sık kontrol edip; “Acabâ hâlinden memnun mu, feyz alıyor mu, rûhâniyet duyuyor mu, sohbetlere devam ediyor mu, yoksa bir gelip bir gelmiyor mu?” diye bakmak gerekir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Sohbet ve Adabı, Erkam Yayınları