Gerçek Şeyhi, Sahte Şeyhten Nasıl Ayırabiliriz?

SORULARLA İSLAM

Gerçek şeyhi, sahte şeyhten nasıl ayırabiliriz? Sahte şeyhleri nasıl tanıyacağız? Dr. Ahmet Hamdi Yıldırım açıklıyor.

DİN İSTİSMARI NEDİR?

“İstismar”, bir kimse ya da grubun iyi niyetini kötüye kullanmak, sömürmek anlamlarına gelir. “Din istismarı”, din sömürüsü yapmak, dine dair kavramlar ve değerler yoluyla insanları aldatarak maddî veya manevî çıkar elde etmek yani kendi menfaatleri için dini kullanmak demektir.

İslâm tarihinde din istismarı üzerinden kurulan yapılar “nifak” kavramı ve “münafık” karakteri şeklinde ortaya çıkmıştır. Nifak hareketlerinin öncüsü olarak bilinen Abdullah b. Übeyy b. Selül ve çevresinde öbeklenen münafıklar, Medine’nin Hz. Peygamber’e bağlılığını bitirmek ve yönetimi ele geçirmek adına sinsi planlar yapmışlardır. Görünüşleri, kıyafetleri, oturuşları, kalkışları, ibadetleri, sözleri ve davranışlarıyla mümin gibi davranan münafıklar, ulaşmak istedikleri nihai hedef uğruna hile, yalan, iftira, ihanet, ikiyüzlülük, devlete ait bilgileri düşmana sızdırma ve düşmanla iş birliğine girme gibi her türlü yöntemi uygulamıştır. Hz. Peygamber’i öldürmeyi dahi göze alan, kendi üzerinde yaşadığı toprağı pazarlık konusu eden, gerektiğinde de elini kana bulamaktan çekinmeyen nifak hareketleri, sadece siyasi parçalanmayı değil, aynı zamanda inanç, ibadet ve ahlâk alanında yozlaşmayı da hedeflemişlerdir.

Müslüman toplumlarda meşru devlet düzenini ve yöneticilerini hedef alarak birlik ve beraberliği sarsan silahlı kalkışma hareketleri Peygamberimizden sonra da tarih boyunca var olagelmiştir. İsyankârlık (bağy) ve anarşi (kuttâu’t-tarik) gibi ifadelerle tanımlanan bu tür yapıların, dine aykırı ve gayrimeşru olduğu açıktır.

Unutulmamalıdır ki sadece Kur’an’ı değil, hadis rivayetlerini, ashab-ı kiramın ve tarihî şahsiyetlerin hayatlarından örnekleri, İslâmî değer ve kavramları istismar eden fırsatçılar dün olduğu gibi bugün de karşımızdadır. Değişik isimler, yayınlar ve söylemlerle İslâm’ı anlatıyor gibi görünen birçok kişi ve grup aslında şahsi çıkarlarına hizmet etmektedir. Dine davet ettiklerini iddia eden bu sahtekârlar, aslında Müslümanların saf ve temiz duygularını sömürmektedir. İslâm’ın temel kaynaklarına ters düşen, akla ve mantığa aykırı asılsız safsatalarla, hikâyelerle, rüyalarla, sahte sevap vaatleriyle vatandaşlarımızı aldatmakta, paralarını, evlatlarını, zamanlarını, hatta hayatlarını çalmaktadır. Din istismarı konusu, bugün İslâm ümmetinin birlik ve beraberliğini tehdit eden ciddi bir güvenlik meselesine de dönüşmüştür.

Kaynak: Dİyanet