Giyinme ile İlgili Hükümler
Müslümanın giyim kuşamı nasıl olmalı? İslam’da giyinme (giyim-kuşam) ile ilgili hükümler...
Elbise insanın süsü ve ziyneti olduğu kadar da bir ihtiyaçtır. İnsan, elbise ile edep yerlerini örter, soğuktan ve sıcaktan korunmuş olur.
GİYİM HUSUSUNDA DİKKAT EDİLECEK HÜKÜMLER
İslam’da güzellik ve temizlik esas olduğundan, Müslümanın temiz olması, özellikle cami gibi toplantı yerlerine giderken en yeni ve güzel elbiselerini giymesi, dinimizin tavsiye ettiği hususlardandır.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Ey Âdemoğlu, her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyiniz.” (7/A’râf, 31.)
Peygamberimiz (s.a.v.) namaza çıkarken çoğu zaman değeri yüksek elbise giyerdi.
O, bu konuda şöyle buyurmuştur:
“Allah, verdiği nimetin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever.” (Mecmeu’z-zevâid, V, 132.)
Ebû Hanîfe de arkadaşlarına, iyi elbise giymelerini tavsiye eder, kendisi de iyi elbise giyerdi.
Giyinmenin en azı, hiç şüphe yok ki edep yerlerini örtmektir.
Dinimizde, erkeklerin ve kadınların gözlerini haramdan sakınmaları ve belirli yerlerini göstermeyecek şekilde giyinmeleri istenmiş ve vücudun nerelerinin kapatılacağı belirtilmiştir.
Konu ile ilgili olarak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyruluyor:
“Ey Muhammed! Mümin erkeklere, gözlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını söyle. Çünkü bu, kendileri için daha temiz bir davranıştır. Şüphesiz Allah, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
Mümin kadınlara da söyle, gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler, iffetlerini korusunlar, süslerini, —Kendiliğinden görünenler müstesna— teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine alsınlar.” (24/Nûr, 30-31.)
“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve Müminlerin kadınlarına, dışarı çıkarken üstlerine örtü almalarını söyle, onların tanınıp incitilmemeleri için en uygun olanı budur. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.” (33/Ahzâb, 59.)
Erkekler, en az göbek ile diz kapağı arasını (diz kapağı da dâhil) örtecek şekilde giyinmelidirler.
Kadınlara gelince, onların, elleri, yüzleri ve ayaklarının dışında kalan yerlerinin örtülmesi gerekir.
Nitekim, Hz. Âişe’nin ablası Esmâ, ince bir elbise giyinmiş olarak Peygamberimizin (s.a.v.) huzuruna geldiğinde Peygamberimiz (s.a.v.), yüz ve ellerini işaret ederek:
“Ey Esmâ, ergenlik çağına gelen kadının şu ve şundan başka bir yerinin görünmesi doğru olmaz.” buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, “Libâs”, 31.)
Yukarıda yazılı ayet-i kerimelerle hadis-i şeriften İslam âlimleri, Müslüman kadınların namazda da namaz dışında da vücutlarının, el, yüz ve ayaklar dışında kalan kısımlarını kendileriyle evlenmeleri caiz olan yabancı erkekler yanında açmamaları gerektiği hükmünü anlamışlardır. Bu sebeple, ayetlerin nazil olmasından itibaren günümüze kadar İslam ülkelerindeki uygulama da böyle olmuştur.
Örtünmekten maksat, vücudun örtünmesi gereken yerlerini kapatacak şekilde giyinmektir. Bu konuda özel bir kıyafet belirlenmemiştir. Esasen kıyafet, iklim şartlarına, yöre ve toplumların örf ve âdetlerine göre değişebilmektedir.
Kadının örtünmesi, onun hak ve hürriyetlerinin kısıtlanması değil, aksine, kötü maksatlı bakışlarla rahatsız edilip incitilmemesi amacını taşımaktadır.
Dinimiz, el ve dil ile Müslümanların incitilmelerini yasakladığı gibi, kötü niyetli bakışlarla da rahatsız edilmelerini hoş görmemiştir.
Bu sebeple, Kur’an-ı Kerim’de bir taraftan erkeklere, kadınlara bakmak suretiyle onları rahatsız etmemeleri bildirilirken, kadınlardan da buna imkân verecek şekilde giyinmemeleri istenmiştir.
Kaynak: İslam İlmihali, Diyanet