Göktürkçe'yi Bilgisayar Dünyasına Taşıyorlar

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nde tasarım projesi ve bitirme tezi dersleri kapsamında Göktürkçe sözlük ve Göktürkçe klavye geliştirildi.

Göktürk harfleriyle yazılmış yazıtların tüm söz varlığı sayısal ortama aktarılarak Android tabanlı bir sözlük yazılımı geliştirildi. Sözlük yazılımı milattan sonra 840 yılından önce yazılmış tüm yazıtlarda kullanılan toplam bin 235 adet eski Türkçe sözcük ve günümüzdeki karşılıklarını iki yönlü arama yapıp listeleyebiliyor. Yazılımı öğrencileri Halil İbrahim Keçeci ve Volkan Demir ile geliştiren Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Çavdar bu yazılımın özellikle Türkoloji ve Göktürkçe üzerinde çalışan araştırma yapan ve eğitim veren kurumlarda çok faydalı olacağını belirtti.

GÖKTÜRKÇE HER YERDE RAHATLIKLA YAZILABİLİR

Öğrencileri İbrahim Taş ve Mustafa Çayırlı ile birlikte geliştirilen web tabanlı Göktürkçe klavye sayesinde evrensel kodlarla (Unicode) Göktürk yazısı yazılabildiğini söyleyen Dr. Çavdar, evrensel kod yaygınlaştıkça Göktürkçe'nin artık her yerde rahatlıkla yazılabileceğini söyledi. Daha önce klavyenin Android ve Windows sürümlerini de geliştirdiklerini belirten Dr. Çavdar son iki yıl içerisinde Göktürkçe ile ilgili 7 yazılım geliştirdiklerini kaydetti.

Kendilerini en çok zorlayan ve en kapsamlı proje olarak Göktürkçe çeviriciyi gördüğünü söyleyen Dr. Çavdar, bu çevirici yazılımını öğrencileri Salih Topçu ve Muhammed Mehdi Uslu ile geçen yıl geliştirdiklerini, Android ve web sürümlerinin olduğunu ve bölümlerinden mezun olan Bilgisayar Mühendisi Salih Topçu'nun hâlâ gönüllü olarak bu çevirici yazılımın güncellemesinde çalıştığını söyledi.

Göktürkçe'yi bilgisayar dünyasına kazandırmak için 1995'ten bu yana çalışmalar yapan ve bilinen ilk yapılmış Göktürkçe yazı tipini de geliştiren akademisyen olarak dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Çavdar, bu çalışmaların altında 28 yıllık Göktürkçe bilgi birikimi ve 2 yıllık programlama emeğinin olduğunu sözlerine ekledi.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.