'gönül Gözü' İle Yatalak Eşine Bakıyor

Yozgat'ta yaşayan görme engelli Gönül Elhan, 24 yıl önce dünya evine girdiği yatağa bağımlı halde yaşayan bedensel engelli eşinin, her türlü ihtiyacını karşılıyor.

Yozgat'ın Çekerek ilçesine bağlı Sarıköy'de yaşayan görme engelli Gönül Elhan, yatağa bağımlı bir hayat süren eşinin her türlü ihtiyacını 24 yıldır "gönül gözü"ile karşılıyor.

Sarıköy’de ikamet eden doğuştan görme engelli 43 yaşındaki Gönül Elhan, 11 yaşında geçirdiği çocuk felci sonucu yatağa bağımlı kalan 61 yaşındaki İlyas Elhan ile 24 yıl önce hayatını birleştirdi.

Bu evlilikten 4 çocuk dünyaya getiren Gönül Elhan, eşinin günlük ihtiyaçlarını "gönül gözü" ile karşılamaya çalışıyor. Gönül Elhan, her gün sabah eşinin kahvaltısını hazırlıyor, yatağında bakımını yapıyor ve diğer günlük ihtiyaçlarını karşılıyor.

Görme engelli Gönül Elhan, 24 yıldır eşinin her türlü ihtiyacını karşılamaya çalıştığını söyledi.

Birbirlerine destek olarak yaşamaya çalıştıklarını belirten Elhan, "Ben dışarıya çıkamıyorum. Eşim araba aldı. Arabayı kullanamıyor fakat komşularımızın yardımıyla alışverişe gidiyor. Evimizin ihtiyacını karşılıyor." dedi.

"O, BENİM ELİM, AYAĞIM, HER ŞEYİM"

Elhan, eşinin de kendisine çok destek olduğunu belirterek, "O, benim elim, ayağım, her şeyim." ifadelerini kullandı.

Kendisinin 2 şiir kitabının bulunduğunu da anlatan Elhan, şöyle konuştu:

"İlk kitabımdaki şiirleri ben söyledim eşim yazdı. İkinci kitabın şiirlerini ise bir yakınımıza telefonla yazdırdım. Biner tane basılan kitabımın ilkinden biraz satış yapıldı, ikincisinden hiç satış yapılmadı. Kitaplar İstanbul’da getirip yakmak istiyorum ama gönlüm de el vermiyor."

İlyas Elhan ise ilkokul 4’üncü sınıfa giderken çocuk felci geçirince yatağa bağımlı kaldığını belirterek, "Gönül bize gelir giderdi. Birbirimizi sevdik, evlenmeye karar verdik. O zaman ailesi evlenmemize izin vermez diye eşimle kaçarak evlendik." dedi.

İkisi kız 4 çocuklarının olduğunu ancak maddi imkansızlıklardan dolayı çocuklarına bakamadıklarını anlatan Elhan, "Çocuklarımızı yuvaya verdik. Devletimiz çocuklarımızı büyüttü. Büyük kızım memur oldu, oğlumun biri üniversite bitirdi, birisi liseyi bitirdi. Küçük kızım da lisede okuyor. Tatillerde ise yanımıza geliyorlar." diye konuştu.

Birbirlerinin eksiklerini tamamladıklarını aktaran Elhan, üç ayda bir aldıkları engelli maaşlarından başka gelirlerinin olmadığını dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.