Gönülden Bağlılık Böyle Olmalı!
Sahâbe-i kirâm, Allah Rasûlü’nün emirlerindeki hikmeti bilsin veya bilmesin, O’na tam bir teslîmiyetle itaat eden Peygamber âşıkları idiler.
Peygamberimize tam bir teslimiyetle bağlı sahabelerden biri olan Abdullah ibn-i Ömer -radıyallâhu anh- Peygamber Efendimiz’in bir çeşmeden su içtiğini görmüş, o da zaman zaman o çeşmeye giderek su içmiş; Efendimiz’in bir ağacın altında gölgelendiğini görmüş, o da ara sıra o ağacın altında gölgelenmiş; yine Efendimiz’in mübârek sırtını bir kayaya yaslayıp biraz oturduğunu görmüş, o da bazen uğrayıp o kayaya sırtını vererek bir müddet oturmuş; bu davranışlarının hikmetini ifâde sadedinde de:
“Biz Hazret-i Muhammed -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’i ne yaparken gördüysek aynen O’nun gibi yaparız.” buyurmuştur.
Bizler de ashâb-ı kirâmı örnek alarak, günümüzde en çok düşülen hatâlardan biri olan “sünnetleri önemsiz görmek” hastalığından şiddetle sakınmalıyız.
KOŞULSUZ TESLÎMİYET
Zira Cenâb-ı Hak, Peygamber Efendimiz hakkında:
“(Şüphesiz Sen) dosdoğru bir istikâmet üzerindesin.” (Yâsîn, 4) buyuruyor. Dolayısıyla bizler için de en doğru istikâmet; sahibinden hiçbir zaman ayrılmayan bir gölge gibi, Allah Rasûlü’nün nurlu izinde yürümek ve gücümüz yettiğince O’na benzemeye gayret etmektir.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmâm-ı Rabbânî, Erkam Yayınları, 2015