Gönülleri Tatmin Eden Yol
Gönüllerin tatmini sadece ilimle değil, ancak Allah’a vuslat iledir. Bilgi, Allah’ı tanımada ve hakikatleri idrak etmede önemli bir vâsıta olmasına rağmen, sahibini saadete ve huzûra eriştirmede yeterli değildir. Bu sırrı bir şekilde hisseden ilim yolcuları, gönüllerini Allah ile teskin edecek yol ve mürşid arayışına girmişler.
İmâm Gazzâlî’yi yakından tanıyan bir seveni şöyle anlatır:
“Yüzlerinde nur ve hayrın açıkça görüldüğü bir cemaat içinde İmâm Gazzâlî’yi gördüm. Üzerinde yamalı elbise ve elinde bir ibrik vardı. Kendisine dedim ki “Ey İmâm! Bağdat’taki Nizâmiye Medresesi’nin baş müderrisliği bundan daha iyi değil miydi?” Bana derin derin baktı ve dedi ki “Saadet dolunayı irâde semâsına doğunca, akıl güneşi Hakk’a vuslat yolunu gösterdiği için böyle yaptım.”[1]
Gönüllerin tatmini sadece ilimle değil, ancak Allah’a vuslat iledir. Bilgi, Allah’ı tanımada ve hakikatleri idrak etmede önemli bir vâsıta olmasına rağmen, sahibini saadete ve huzûra eriştirmede yeterli değildir. Bu sırrı bir şekilde hisseden ilim yolcuları, gönüllerini Allah ile teskin edecek yol ve mürşid arayışına girmişler ve kendilerine yeni yeni pencereler ve ufuklar açmışlardır.
Bilmek ile olmak farklı şeylerdir. Bilmek olmak değildir. Olma süreci bir eğitim sürecidir. Buna tasavvuf literatüründe “seyr u sülûk” ismi verilmiştir. Özbenliğin dönüşümünü ve gelişimini ifade eder.
[1] Muhammed b. Abdullah el-Hani, Âdab, s. 14.
Kaynak: Dr. Adem Ergül, Medeniyet Öncülerimizden 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları