Görme Engelli Bayırbucak Türkü Gencin Okuma Azmi

Suriye'deki iç savaş nedeniyle Hatay'a sığınan görme engelli Bayırbucak Türkü Kömürcü, verdiği mücadeleyle hem hafızlığı bitirdi hem de üniversiteye girmeye hak kazandı.

Suriye'deki iç savaş nedeniyle Hatay'ın Yayladağı ilçesine sığınarak konteyner kentte yaşamaya başlayan ve TÖMER sınavında başarılı olarak üniversiteye girmeye hak kazanan Bayırbucak Türkü Cemal Kömürcü, küçük yaştan beri görmemesine rağmen yaşama ve okuma azmiyle çevresindekilerin takdirini topluyor.

TOP DARBESİYLE GÖRME YETİSİ KAYBETTİ

Kömürcü'nün hayatı, henüz 8 yaşındayken arkadaşlarıyla futbol oynadığı sırada değişti. Başına topun sert şekilde çarpması nedeniyle geçirdiği rahatsızlık sonucu görme yetisini kaybeden Kömürcü, hayattan hiçbir zaman kopmayarak tüm çevresine örnek bir yaşam sürdürdü.

Ülkesinde iç savaşın başlamasıyla zor günler geçiren Kömürcü, saldırıların yoğunlaşması üzerine anne, baba ve 2 kardeşiyle gün boyu yürüyerek bombardıman altında Türkiye'ye geçti.

"HAYATTAN BİR AN OLSUN KOPMADIM"

Kömürcü, doğuştan gözlerinde bir rahatsızlık olduğunu ancak bunun günlük hayatını etkilemediğini söyledi. Mahallede arkadaşlarıyla oynarken futbol topunun başına çarpması sonucu her şeyin değiştiğini anlatan Kömürcü, şöyle devam etti:

"O andan sonra dış dünyayı hiç göremedim. Suriye'de doktorlara göründüm ama şifa bulamadım. Yine de hedeflerimden vazgeçmedim ve orada okula devam ettim. İç savaşın başlamasıyla hayatım daha da zorlaştı. Köyde bombalar altında 2 ay kadar yaşadım. 1 gün boyunca ormanların içinde yürüyerek Türkiye'ye kaçtık. O günleri hatırlamak istemiyorum. Türkiye'de de doktorlara göründüm ama çare bulunamadı. Hayatımı böyle kabullendim ve hayattan bir an olsun kopmadım."

KÖMÜRCÜ'NÜN ÇOCUKLUK HAYALİ

Yarım kalan lise eğitimini Türkiye'de tamamladığını aktaran Kömürcü, daha sonra çocukluk hayali olan hafızlık için eğitim aldığını ve 1,5 yılda hafız olduğunu belirtti.

Bu sırada üniversite okumak için Türkçe ve Yabancı Dil Uygulama ve Araştırma Merkezinin (TÖMER) sınavına da hazırlandığını ifade eden Kömürcü, ilk girişinde sınavda başarılı olarak Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde okumaya hak kazandığını dile getirdi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.