Görme Engelli Eşine 42 Yıldır Şoförlük Yapıyor

Kastamonu'nun Hanönü ilçesinde yaşayan 74 yaşındaki ev hanımı Ayşe Özgür, 42 yıldır görme engelli eşinin adeta şoförlüğünü yapıyor.

42 yıl önce, doğuştan görme engelli Cemal Özgür ile evlenen Ayşe Özgür, eşinin yardımıyla o tarihlerde yaşı büyük gençler için açılan kurslara giderek "okur-yazar" belgesini aldı. Baba evindeyken traktör sürmesini bilen ve evlendiğinde eşinin ailesine ait otomobili de kullanmayı öğrenen Özgür, evlendiği yıl girdiği sınavda da başarılı olarak ehliyet aldı.

Ayşe Özgür o tarihten itibaren, öğretmen olan eşini okula götürüp getirmeye başladı. Özgür, eşi emekli olmasına rağmen halen "şoförlüğünü" yapmayı sürdürüyor.

Ayşe Özgür, 42 yıl önce bir çobanın kızıyken görme engelli öğretmen Cemal Özgür ile görücü usulüyle evlendiğini söyledi.

Eşinin isteği üzerine otomobil kullanmayı öğrendiğini belirten Özgür, "Evlendiğimizde okur yazar bile değildim. Eşim bana yardımcı oldu. O tarihte kursa giderek okur yazar belgesi aldım. Sonra da otomobil kullanmayı öğrendim." dedi.

O tarihlerde sürücü kursları bulunmadığını, zaten traktör kullanabildiğini ve akrabalarının yardımıyla otomobil kullanmayı da öğrendiğini anlatan Özgür, sonrasında sınava girerek ehliyet almayı başardığını kaydetti.

Ehliyetini aldıktan sonra eşine şoförlük yapmaya başladığını dile getiren Özgür, "Eşimi sabahları okuluna bıraktım, akşamları ise çıkarken aldım. Emekli olana kadar bu böyle devam etti. Tabii başka yerlere giderken de aracı ben kullandım." ifadesini kullandı.

42 YILDIR NEREYE GİDERSEM EŞİM GÖTÜRDÜ

Özgür, 42 yıldır araç kullandığını, bugüne kadar hiç kaza yapmadığını ifade ederek, aşırı hız yapmaktan her zaman kaçındığını vurguladı.

Eşine şoförlük yapmasının yanı sıra ev işlerini de yürüttüğünü belirten Özgür, "Eşimi okula bırakıp döndükten sonra ev işlerini de ihmal etmedim. 3 çocuğumuz oldu. Onlara baktım. Çok şükür, onları da büyüttük, evlendirdik. 6 torunumuz var. Şimdi eşimle yaşıyoruz. Emeklilikten sonra da eşimin şoförlüğünü yapmayı sürdürüyorum. Her işimizi birlikte halledip evimize dönüyoruz." diye konuştu.

Cemal Özgür (78) ise en büyük yardımcısının eşi olduğunu anlattı. Gaziantep ve Ankara'da da öğretmenlik yaptığını belirten Özgür, "Öğretmenliğe başladığım ilk yıllardan beri her işimizi eşimle beraber yaptık. 42 yıldır nereye gidersem eşim götürdü. İstanbul'a, Ankara'ya bile götürüp getirdi." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.