Görme Engelli İki Hafız, Kasetten Dinleyerek Ezberledikleri Kur'an'ı Dillerinden Düşürmüyor

Konya'da kasetten dinleyerek Kur'an-ı Kerim'i ezberleyen doğuştan görme engelli Vesim Taşbaş ile Ali Özdemir, bildiklerini unutmamak için sürekli tekrar yapıyor.

Kasetten dinleyerek hafız olmayı başaran Taşbaş ile Özdemir, isteyenlere Kur'an-ı Kerim öğretiyor.

Ali Özdemir (67), Kur'an-ı Kerim öğrenmeyi çok istediğini, bunun için de büyük emek verdiğini söyledi.

Bazen dakikalarca kasetten aynı yeri dinlediğini aktaran Özdemir, "2005'te dinleyerek hafız oldum. Geçişte birçok hafız yetiştirdim. 14 sene öğrenci okuttum, onları yetiştirdim. Kur'an-ı Kerim okuttum, onları hafız yaptım. Yeğenlerimi de kendim okuttum." diye konuştu.

UNUTMAMAK İÇİN HER YERDE TEKRAR YAPIYOR

Vesim Taşbaş (64) ise 7 yıl gittiği kursta arkadaşları ve hocalarının desteğiyle Kur'an'-ı Kerim'i öğrendiğini dile getirdi.

Hafız olma yolunda dinlediği kasetlerin kendisine yol açtığını vurgulayan Taşbaş, "Gözüm görmeyince okula gidemedim. 1979'da hafız oldum. Dünyada Kuran'dan kıymetli bir şey yok. Hafızlık eğitimini bitirince, İstanbul'da mesleki kursa gittim. 18 sene santralde çalıştım. Unutmayayım diye otobüsteyken, bir yere gidip gelirken içimden okurum. Boş kalınca ayetler okurum." ifadesini kullandı.

Dünya Zihinsel ve Fiziksel Engelliler Derneği Genel Başkanı Mevlüt Ayvaz, iki hafızın da çevrelerinde örnek gösterildiğini belirterek, "Vesim hocam, yüzde 5 bile görmüyor. Ali hocam yüzde 5-6 görüyor. Her ikisi de bildiklerini insanlara aktarma konusunda çok hevesli." dedi.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

  • MAŞÂLLAH, GÖREN GÖZLE YAPAMADIK, ADAMLAR GÖRMEDEN YAPMIŞLAR, HELÂL OLSUN

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.