Görme Engelli Kadın, Gazi Eşine Gönül Gözüyle Bakıyor

Adıyaman'da doğuştan görme engelli Adile Alptekin, felç kaldığı için yatağa mahkum olan Kıbrıs gazisi eşi Mehmet Alptekin'e 24 yıldır gönül gözüyle bakıyor.

Yunus Emre Mahallesi'nde yaşayan 67 yaşındaki Mehmet Alptekin, 1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı'nda görev esnasında düşerek yaralandı.

Kılcal damarları zedelenen ve felç kalan Alptekin, yaşamını 9 yıldır yatağa bağımlı sürdürüyor.  

Konuşamayan Mehmet Alptekin'in hayattaki en büyük destekçisi, gönül gözüyle tüm ihtiyaçlarını karşılayan 24 yıllık i Adile Alptekin oldu.

- "İnsanın eşine bakması bir yük değil, nimettir" 

Üç çocuk annesi doğuştan görme engelli 50 yaşındaki Adile Alptekin, yaptığı açıklamada, eşinin Kıbrıs gazisi olduğunu ve harp zamanında dağda düşerek felç kaldığını, 9 yıldır yatağa bağımlı olduğunu söyledi.

Görme engelli olduğunu fakat her şeyin göze bağlı olmadığını, insanın merhametli de olması gerektiğini ifade eden Alptekin, şöyle konuştu:

"İnsanın eşine bakması bir yük değil, nimettir. Eşim bir gün dahi olsun Allah'a isyan etmemiş. Allah'ın eşime şifa vereceğine inanıyorum. Allah, bizleri dinden, imandan ayırmasın. Yanına gelip sohbet ediyoruz. Zaman zaman yanında Braille alfabesi ile Kur'an okuyorum. Bu şekilde hayatımız devam ediyor. Şu anda bekar olsaydım, eşim de yine yatalak olsaydı evlenmeyi tercih ederdim. Bazen komşularımız da bizleri ziyaret edip mutlu ediyor. Eşim de kendisiyle ilgilenmemden mutlu oluyor. Beni görmediği zaman çocuklarıma soruyor."

Alptekin, şimdiki gençlerin en ufak bir tartışmada hemen boşandığını ve çocukların yetim kaldığını, bu durumun üzücü olduğunu söyledi.

İl Müftü Yardımcısı Hatun Özmen ise huzurlu aile, güçlü toplum ve güvenli gelecek amacıyla başlattıkları "Senin Derdin, Benim Derdim Projesi" kapsamında aileleri ziyaret ettiklerini anlattı.

Özmen, "İl Müftülüğü Aile ve Dini Rehberlik Bürosu olarak Adıyaman genelinde başlattığımız proje ile özellikle yaşlı, yatağa bağımlı ve muhtaç hastaları ziyaret ediyoruz. Onlara manevi yönden destek sağlıyoruz ayrıca o ailelere moral ve motivasyon sağlıyoruz." diye konuştu.

Kaynak: AA

 

İslam ve İhsan

HUZURLU BİR EVLİLİK İÇİN 5 ŞART

Huzurlu Bir Evlilik İçin 5 Şart

EVLİLİK VE AİLE HAYATI

Evlilik ve Aile Hayatı

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.