Görme ve İşitme Engelliler İçin Özel Eğitimler

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kuran kurslarının yeni eğitim dönemine başladığı ilk günde, Pursaklar Ehli Beyt Merkez Kuran Kursu’nun açılışını yaptı. 

Pursaklar Müftülüğü'nce yaptırılan Ehli Beyt Merkez Kur'an Kursu açılış törenindeki konuşmasında, bugün aynı zamanda Kur'an kurslarında da yeni eğitim öğretim yılının başladığını belirten Diyanet İşleri Başkanı Görmez, yurt genelinde ihtiyaç odaklılarla 24 bin 757 Kur'an kursu olduğunu, bunlardaki yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrencinin Kur'an eğitimine başladığını söyledi. 

Yeni eğitim öğretim yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Başkan Görmez, şöyle konuştu:

KUR'AN İNSANA OKUMAYI EMREDER

Bir kitap düşünün ki iman kitabıdır ama ilk kelimesi 'iman edin' değildir. Ahlak kitabıdır ama ilk emri 'ahlaklı olun' değildir. İbadet kitabıdır ama ilk emri 'namaz kılın' değildir. Kur’an, ilk emri 'oku' olan bir kitaptır. İman ettiğimiz kitabın ilk emri 'oku'… Kuran’a baktığımızda üç büyük kitabı okumayı emrettiğini görürüz. Küçük kitap, büyük kitap ve en büyük kitap... Küçük kitap küçük kainat olan insandır. İnsanı okumak Kur'an'ın emridir. Büyük kitap içinde yaşadığımız tabiattır, kainattır. Üçünü kitap da bu iki kitabın en büyük tercümesi, en büyük kitap Kuran-ı Kerim'dir. Bugün İslam dünyasında olup bitenlerin en büyük sebeplerinden bir tanesi bu kitapların birbirinden ayrılmasıdır. Bunlar birleştiği zaman, bunları birlikte okuduğumuz zaman Kur'an'ın o ilk emri, 'oku' emrine icabet etmiş oluruz.

KUR'AN'IN ARTIK MÂNÂSI DA ÖĞRETİLECEK

Artık müfredatımız sadece Kur'an'ın lafzını, nazmını okumaya yönelik olmayacak. Hafızlık yapan çocuklarımız aynı zamanda ezberledikleri Kur'an'ın manasına da nispeten de olsa vakıf olacaklar. Çocuklarımıza sadece Kuran'ın lafzı ve nazmıyla ilgili değil, manası ve hikmetiyle de tanıştırmayı hedeflediğimizi açıkça ifade etmek istiyorum. 

GÖRME ENGELLİLER İÇİN ÖZEL EĞİTİM PROGRAMLARI

İkinci bir müjde daha vermek istiyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımız birkaç yıldır üzerinde yoğunlaştığı çalışmayla artık Türkiye'de gözü görmeyen ama kalbi gören görme engelli her kardeşimize parmaklarının ucuyla Kur'an okutmaya ve öğretmeye hazır hale geldi. Yüz binlerce gözü görmeyen kardeşimiz var ama kalbi bizden daha fazla görüyor. Bizim onlara Kur'an'ı öğretme konusunda eksiklerimiz vardı. Şimdi kabartma Kur'anlarımızla, din dersi, siyer kitaplarımızla gözü görmeyen her kardeşimizi, bizim bu çağrımıza kulak vererek her il ve ilçede kurduğumuz, kuracağımız merkezlere gelerek parmaklarının ucuyla yüce Kur'an ile tanışma imkanına sahip olduklarını ifade etmek istiyorum.

İŞİTME ENGELLİLERLE İŞARET DİLİYLE EĞİTİM

Aynı şekilde işitme engelli kardeşlerimiz de işaret diliyle Kur'an muhtevasından haberdar olabilecekler. Başkanlık olarak ilk defa "İşaret Diliyle Dini Kavramlar Sözlüğü"nü hazırladık. Her ilden, ilçeden görevliler söz konusu eğitimleri aldılar. Bu sayede işitme ve görme engellilere bunun eğitimi verilebilecek.  

Bugün İslam dünyasının içinden geçtiği süreçleri dikkate aldığımızda, şunu açıkça ifade etmek istiyorum, bugün İslam dünyasında herhangi bir İslam ülkesinin ekonomisini canlandırmak ne kadar önemliyse veyahut bağımsızlığını koruması, barış ve istikrarı koruması ne kadar önemliyse bütün bunlarla birlikte her İslam ülkesi için din eğitimi, din hizmetleri meselesini çözmüş olması da o kadar önemlidir. 

KUR'AN KURSLARI BARIŞIN, HUZURUN, İSTİKRARIN TEMİNATIDIR

Bugün Türkiye'de 90 bin camide günde 5 vakit muntazam olarak ezanın okunması, bu ülkenin semalarından hiçbir mahallesinde eksik olmaması, barış ve huzur içinde bu camilerimizde ibadetlerimizi yapmamız, bu kadar Kur'an kurslarımızda bu hizmetleri yürütmemiz aslında aynı zamanda barışımızın, huzurumuzun, istikrarımızın en önemli teminatıdır. Bunun farkında olmalıyız. Din eğitimi ve din hizmetleri meselesini çözemeyen her Müslüman ülkede sorunlar giderek büyüyor. Bilhakis bu hizmetlerimizi daha da geliştirerek, hiçbir vehme kapılmadan, hiçbir endişe taşımadan,  mayasında var olan Kur'an ile doğru tanışmanın önünü daima açık tutmamız lazım. Milletimizin her ferdinin Kur'an'la  İslam ile tanışması, milletimizi sadece tarih sahnesinde sürekli kılar, milletimizi zenginleştirir. Bu bizi asla bir adım geriye değil daima yüz adım ileriye götürür. Yeter ki bunu bilimsel metotlarla, doğru yöntemlerle, güzel mekanlarda çocuklarımıza öğretmesini bilelim.

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.