Görmeyenleri Kur'ân'la Buluşturuyorlar

Uluslararası Kabartma Kuran Hizmetleri Birliği (IBQS) âmâların çabalarıyla yine âmâlara Kur'ân hizmetinde bulunuyor. 

Görme engellilerin Kur'an-ı Kerim’i okuyabilmesini sağlamak amacıyla 2013 yılında 13 ülkenin üyeliğinde (Türkiye, Filistin, Yemen, Güney Afrika Cumhuriyeti, Malezya, Endonezya, Pakistan, Hindistan, Ürdün, Suudi Arabistan, İran, Mısır, İngiltere) Uluslararası Kabartma Kur'an Hizmetleri Birliği (IBQS) Türkiye’de kuruldu. IBQS, tüm dünyada geçerli olacak bir kabartma Kur'ân sistemi geliştirerek ve eğitim programları düzenleyerek görme engellileri Kur'ân’la buluşturuyor.

SELAHATTİN_AYDİN

Uluslararası Kabartma Kur’ân Hizmetleri Birliği Başkanı Selahattin Aydın görme engelliler için  Kur'an-ı Kerim hizmetlerini şöyle anlatıyor:

2012’de birlik kurma fikri bizim zihnimizde şekillendiği zaman, internet ortamında bazı araştırmalar yapmıştık. Malezya, Endonezya, Hindistan, Pakistan, Ürdün, Mısır, Filistin, Suudi Arabistan, İran, Yemen, Güney Afrika, İngiltere ve Türkiye’deki yetkililere teker teker e-posta göndermiştik. Birçoğundan olumlu cevaplar aldık.

2013 yılının başında Uluslararası Braille Konferansı’nı topladık. Bir hafta devam eden programda meseleyi çeşitli veçheleriyle değerlendirdik. Burada yapılan tartışmaların sonunda bu hizmetlerle uğraşan ülkelerle bir araya gelerek bir üst kuruluş kurmaya karar verdik. Bu 13 ülkeden gelen temsilciler aracılığıyla bir tüzük yazdık ve bu tüzüğün altına imza attık.

gorme_engelli2

Bugün dünyada 14 ülkede Kur’ân-ı Kerim, kabartma yazı formunda yazılıp okunabiliyor. Fakat dünyada kabartma Kur’ân hizmeti veren ülkelerin standart birliği yok ve bu ülkeler arasında birtakım yazım farklılıkları var. Bundan dolayı da her ülke kendi bastığı kabartma Kur’ân dışında başkasının bastığını okumakta zorluk çekiyor. Birliğimiz de işte bu zorlukları ortadan kaldıracak ve en aza indirecek işler yapmayı istiyor.

Ayrıntılı Bilgi: www.braillequran.org

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.