'gözlerimi Alıp Babama Verin Beni Sevsin'

Suriye'de iki bacağını, gözlerini ve işitme yetisini kaybeden Mamun Halid Nasır, başarılı ameliyatın ardından duymaya ve görmeye başladı. Nasır'ın 5 yaşındaki kızı Gözyaşı, ''Gözlerimi alıp babama verin. O görsün ve beni sevsin'' sözleriyle babasına yardım eli uzatılmasını istemişti.

Suriye'nin İdlib kentinde rejim birliklerine ait savaş uçaklarından atılan varil bombası nedeniyle iki bacağını, sağ el parmaklarını, gözlerini ve işitme yetisini kaybeden 27 yaşındaki Mamun Halid Nasır'ın, 5 yaşındaki kızı Gözyaşı'nın ''Benim gözlerimi alıp babama verin. O görsün ve beni sevsin'' sözleri üzerine harekete geçen İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı'nın girişimleriyle ameliyat ettirilen baba duymaya ve görmeye başladı.

İHH İnsani Yardım Vakfı Suriye Çalışmaları Hatay Ofisi Basın Danışmanı Burak Karacaoğlu, Mamun Halid Nasır'ın yapılan başarılı ameliyatın ardından artık küçük kızını gördüğünü söyledi.

Nasır'ın 5 yaşındaki kızı Gözyaşı, babasının kendisini gördüğü için çok mutlu olduğunu söyledi.

Suriye'nin İdlib kentinde yaklaşık bir yıl önce, rejim birliklerine ait savaş uçaklarından atılan varil bombası nedeniyle iki bacağını, sağ el parmaklarını, gözlerini ve işitme yetisini kaybeden 27 yaşındaki Mamun Halid Nasır, 1,5 ay önce eşi ve 5 çocuğuyla Hatay'ın Reyhanlı ilçesine sığınmıştı. Nasır'ın kızı Gözyaşı, Anadolu Ajansı aracılığıyla ''Gözlerimi alıp babama verin. O görsün ve beni sevsin'' sözleriyle babasının tedavisi için yardım eli uzatılmasını istemişti.

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.