Gözü Gören ve Gücü Yerinde Olanlar İçin Müthiş Nasihat
Âmâ bir sahabinin tefekkür derinliği gözü gören ve gücü yerinde olanlar için ne müthiş bir fiilî nasihattir.
Peygamber Efendimiz’in mânevî terbiyesi altında yetişen Sahâbe-i Kirâm’ın hayat ve hâdiselere bakışta sergiledikleri tefekkür inceliği de muhteşemdir. İşte bunlardan biri:
Kadisiye Seferi’ne çıkılacağı zaman, âmâ sahâbî Abdullah ibn-i Ümm-i Mektum (r.a.) da büyük bir îman heyecanı içinde orduya iştirâk etmek istemişti. Fakat kendisine seferden muâf olduğu söylenince, o mübârek sahâbî büyük bir hüzne gark oldu. Yüksek bir îman ufku ve kulluk şuuru ile durumunu tefekkür edince de, kendisinin harpten muâf olduğunu söyleyenlere, -rivâyete göre- şu muhteşem cevâbı verdi:
“–Benim bu hâlimle de size büyük bir faydam dokunabilir. Çünkü ben âmâ olduğum için düşman kılıçlarını göremem, bu yüzden de cesaretim kırılmadan en önde sancağı taşırım. Benim korkusuzca düşman üstüne yürüdüğümü gören İslâm askerlerinin de cesaret, kahramanlık ve heyecanı artar.”
Âmâ sahâbî İbn-i Ümm-i Mektûm’un bu hâli, gözü gören ve gücü yerinde olanlar için ne müthiş bir fiilî nasihattir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Öyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yayınları