Grip Aşısı Ne Zaman Yapılmalı?

Enfeksiyon Hastalıklarından Korunma ve Savaşım Derneği (ENFEKDER) Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, gribin birçok tipi bulunduğuna işaret ederek bu sene görülen vakalarda önceki yıllara göre henüz çok büyük bir farklılık gözlemlemediklerini aktardı.

Köksal, çocuklar, yaşlılar, gebeler ile kalp, obezite, tansiyon, şeker ve kanser gibi hastalıkları bulunanların risk grubunda yer aldığını anımsatarak özellikle bu grupta yer alan kişiler başta olmak üzere herkesin birtakım önlemler alınması gerektiğini söyledi.

Risk grubundaki kişilerin aşılanmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Köksal, şu değerlendirmede bulundu:

"Ben aşı bilincinin artık oluştuğunu düşünüyorum çünkü hastalardan artık bize talep geliyor 'Grip aşısı geldi mi? Ben aşımı yaptırmak istiyorum' diye. Bu çok güzel bir gelişme çünkü eskiden insanlar aşı yaptırmak istemezdi. Grip aşısının koruyuculuğu kesin, bu nedenle özellikle risk grubundaki kişilerin mutlaka bu aşıyı yaptırmalarını istiyoruz. Koruyucu olduğuna emin olsunlar. Grip aşısı için henüz süre geçmedi, tam zamanı. Grip aşısı, mevsim boyunca yaptırabilirler çünkü bir hafta içerisinde koruyuculuğu başlıyor. Bu aralar ya da ocak ve şubatı çok geçirmeden yaptırsınlar ki gribe yakalanmasınlar. En ideal vakit grip aşısını şimdi yaptırmaları çünkü henüz bir salgın yok, tek tük vakalar var ama bu sayı havanın soğumasıyla artacaktır."

GRİBİN TEDAVİSİ GRİP İLACI İLE Mİ YAPILIR?

Köksal, hastalığa ilişkin özellikle risk grubundaki kişilerin en ufak belirti durumunda sağlık kurumuna müracaat etmesi gerektiğini ifade ederek şunları söyledi:

"Eğer hasta gerçekten influenza virüsüne bağlı grip ise ilk 48 saat içinde başlanan tedavi hayat kurtarıcıdır. Onun için geç kalınmaması gerekir ama kendi başlarına ilaç kullanmalarını kesinlikle önermiyoruz. Gribin tedavisi grip ilacı ile yapılır, antibiyotikle yapılmaz. Dolapta duran ya da komşunun tavsiye ettiği antibiyotik alarak grip iyileşmez tam tersine antibiyotiğe karşı mikropların direnç geliştirmesine yol açar. Bunu yapmalarını istemiyoruz mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalarını ve onların direktifleriyle tedavi edilmelerini şiddetle öneriyoruz."

Kaynak: AA

İslam ve İhsan

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.