Gün ve Ay İsimleri Nereden Gelmiştir?

Günümüzde çocuklarımıza isim olarak bile verdiğimiz gün ve ay isimleri nereden gelmektedir? İşte gün ve ay isimlerinin kökeni ve anlamı...

Haber: Murat Karadeniz

Frenk, Arabî ve İbrânî takvimleri incelendiğinde, Türkçe’de kullandığımız gün ve ay isimleriyle aynı veya benzer olduğunu görürüz. Mayıs ayının karşılığının İngilizce’de “May” olması gibi. Bu hal toplumlar ve kültürler arasındaki münâsebetin ne denli geliştiğini gösteriyor.

GÜN İSİMLERİ NEREDEN GELİYOR?

Günümüzde kullandığımız gün isimlerinin kökeni ve anlamı şöyledir:

  • Cuma: Arapça (toplama, toplanmak)
  • Cumartesi: Arapça (ertesi - Türkçe)
  • Pazar: Farsça (ba: yemek, zar: yer)
  • Pazartesi: Farsça (ertesi - Türkçe)
  • Salı: İbrânîce (üçüncü)
  • Çarşamba: Farsça (cehar şenbe: dördüncü gün)
  • Perşembe: Farsça (penç şenbe: beşinci gün)

AY İSİMLERİ NEREDEN GELİYOR?

Hicrî ve Celâlî takvimini bugün kullanmamamıza rağmen Şubat, Nisan, Haziran, Temmuz, Eylül ve Kasım Ortadoğu kökenlidir.

Ekim, Aralık ve Ocak ayları öz Türkçe isimlerdir. Ay isimlerinin kökeni ve mânâsı ise şöyledir:

  • Ocak: Türkçe (Evlerde ateş yakılan, yemek pişirilen yer)
  • Şubat: Süryânîce
  • Mart: Latince (Maritus - Mars'tan mitolojik isim)
  • Nisan: İbrânîce/Süryânîce
  • Mayıs: Latince (Tanrıça Maria'nın ayı)
  • Haziran: Süryânîce
  • Temmuz: İbrânîce/Süryânîce
  • Ağustos: Latince (Roma İmparatoru Augustus'un adı)
  • Eylül: İbrânîce/Süryânîce
  • Ekim: Türkçe (Toprağı ekmekten)
  • Kasım: Arapça (Bölen)
  • Aralık: Türkçe (İki şey arasında kalan mesafe)

AVRUPA'DA KULLANILAN TAKVİMLER

İngilizce ve diğer Frenk dillerindeki ay isimleri tamamen Latince’den alınmıştır.

  • Januarius (Janus’a ithafen): January
  • Februarius (Februa’ya ithafen): February
  • Martius (Mars’a ithafen): March
  • Aprilis (Aphrodite’e ithafen): April
  • Maius (Maia’ya ithafen): May
  • Junius (Juno’ya ithafen): June
  • Julius (Julius Caesar’a ithafen): July
  • Augustus (Augustus Caesar’a ithafen): August
  • September (Yedinci ay): September
  • October (Sekizinci ay): October
  • November (Dokuzuncu ay): November
  • December (Onuncu ay): December

İBRÂNÎ TAKVİMİ

İbrânî takvimindeki ay isimleri, Levant bölgesi olarak adlandırılan Filistin, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak’ı kapsayan bölgede kullanılan ve kısmen İbrânîce’den etkilenmiş olan ay isimleri de aşağıdaki gibidir (İbrânî takvimi, Nisan’da başlar ancak aşağıdaki listede Tevet [Ocak] ayıyla başlatılmıştır).

İbrânîce/Levant bölgesi

  • Tevet: Kanun-essani
  • Sebat: Şubat
  • Adar: Adar
  • Nisan: Nisan
  • İyar: Ayyar
  • Sivan: Haziyran
  • Tammuz: Tammuz
  • Av: Ab
  • Elül: Aylül
  • Tişri: Tısrin-ül evvel
  • Marheşvan: Tısrin-essani
  • Kislev: Kanun-ül evvel

TÜRK TAKVİMLERİ

Türklerin tarih boyunca kullandığı takvimler şunlardır:

  • 12 hayvanlı Türk takvimi
  • Celâlî Takvim
  • Rûmî Takvim
  • Hicrî Takvim
  • Mîlâdî Takvim

12 HAYVANLI TÜRK TAKVİMİ

12 Hayvanlı Türk takvimi, Türklerin kullandığı ilk takvimdir. Türkler de zamanı belirlemek için kendilerine has 12 hayvanlı bir takvim geliştirmiştir. Burada her seneye -toplam 12- bir hayvan adı verilmiş (Sıçan, sığır, pars, tavşan, ejderha, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek, domuz) ve her 12 senelik devir için “müçe, müçö, müşel, müçöl” terimleri kullanılmıştır. Sene sayımına Türkmenler'de “yıl övürmek” (yıl çevirmek); Kazak ve Kırgızlar'da “jıl qayıruw”, “cıl sürüü” denilir.

Takvim Nedir?

Takvim sözlükte, zamânı sene, ay ve günlere ayıran sistem demektir. Örnek: Arabî takvim. Rûmî takvim. Efrencî takvim.

Takvim, bir senenin aylarını, günlerini, güneşin doğuş, batış saatlerini, dakîkalarını, sayılı günleri ve o seneye âit mühim hususları gösteren kitapçıkanlamına gelir.

İslam ve İhsan

TARİHTE BU AY NELER OLDU?

Tarihte Bu Ay Neler Oldu?

ŞEHİRLERİN ESKİ İSİMLERİNİ BİLİYOR MUSUNUZ?

Şehirlerin Eski İsimlerini Biliyor Musunuz?

PAYLAŞ:                

YORUMLAR

İlk yorumu yapan siz olun!

Yorum Ekle

İslam ve İhsan

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

...

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.