Günaha Düşmemek İçin

İbadet Hayatımız

Rabbimiz kendine sığınanı korur. Öyle günahlar vardır ki, Rabbin sıyaneti olmayacak olursa, insanın kendini koruması zordur. Bu itibarla kula düşen, günahlara karşı Rabbin koruma zırhına sığınmak ve taatlere karşı da O’nun yardımını niyaz etmektir.

Hazreti Yûsuf (aleyhisselâm) büyüdü, gelişti ve güzelliğiyle gösterişli bir genç oldu. O’nun bu hâli, yaşadığı evin hanımı olan Züleyhâ’da kendisine karşı farklı düşüncelerin belirmesine sebep oldu. Hâdise, âyet-i kerîmede şöyle anlatılır:

Bir ara, bulunduğu evin hanımı, Yûsuf’u kendisine bağlamak, onun nefsinden murâd almak istedi ve kapıları kapatarak:

Haydi, gelsene bana! dedi.

O ise: Maâzallâh, (Allâh’a sığınırım!) Zîrâ kocanız benim velînîmetimdir, bana iyi davranıp güzel bir mevkî verdi. Gerçek şudur ki, zâlimler aslâ felâh bulmazlar! dedi.

Doğrusu, hanım ona sâhip olmayı iyice aklına koymuş ve buna meyletmişti. Eğer Rabbinin bürhânını (delil ve yardımını) görmeseydi o da kadına meyledecekti. İşte böylece Biz fenâlığı ve fuhşu O’ndan uzaklaştırmak için bürhânımızı gösterdik. Çünkü O, Biz’im tam ihlâsa erdirilmiş kullarımızdandı.” (Yûsuf 12/23-24)

Yû­suf (aley­his­se­lâm), önü­ne se­ri­len bun­ca deh­şet­li câ­zi­be­le­re aldan­ma­mak için “ma­âzal­lâh” di­ye­rek, mânevî bir zırha büründü, tam bir ihlâs ve yük­sek bir tak­vâ duygusuyla “Allâh’a sı­ğındı.” Böylece âyet-i kerîmede bildirilen “bürhân” ile ilâ­hî sıyânet ve muhâfazaya mazhar oldu.

Kaynak: Adem Ergül, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları